Her hafta olduğu gibi bu hafta da cum namazı için cemaat camilere akın etti. Hunat Camii'nde yer bulamayan vatandaşlar, dışarıdaki güneşli havayı da fırsat bilerek, cami çevresinde namaz kıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye genelindeki gönderdiği hutbede ise 'Şimdi yaraları sarma zamanı' başlıklı konu işlendi.
İl Müftüsü Şahin Güven'in okuduğu hutbede, şu görüşlere yer verildi: " Diğer taraftan ülkemiz de zor zamanlardan geçiyor. Birliğimizi sınayan, bütünlüğümüzü hedef alan hain eller, vatanımızın bir köşesinde şiddeti tırmandırıyor. Onlarca kahraman evladımız şehit düştü. Ciğerler dağlanıyor, ailelerin boynu bükülüyor.
Bugün varlığımızı seferber ederek yıkılanları yeniden inşa etmek, yorulana can, boğulana nefes, kimsesize kimse olmak, kardeşliğimizi bir daha hatırlamak durumundayız. Şimdi gözlerin feri, dillerin duası, yüreklerin cesareti olma zamanıdır. Şimdi yaraları sarma zamanıdır.
Öncelikle vatanımızın güvenliğini canları pahasına sağlayan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, onları en derin minnet ve şükranla yâd ediyorum. Yüce Rabbimiz onları rahmet ve mağfireti ile huzuruna kabul buyursun. Mekanları cennet olsun. Şehitlerimizin ailelerine bir defa daha başsağlığı diliyorum. Şehitlerini en yüce makamlarda ağırlayan Rabbimiz, onlara sabır ve metanet ihsan etsin. Yüreklerindeki yangını söndürsün, gözyaşlarını dindirsin. Şimdi milletçe şehitlerimize olan vefa borcumuzu ödeme zamanıdır. Şimdi şehit ailelerinin yaralarını sarma zamanıdır. Onların evlatları biz olalım, ellerini biz öpelim, hallerini biz soralım, dualarımızı onların dualarına katalım. Şehit eşlerinin maddi ve manevi ihtiyaçlarında yanlarında olalım. Şehitlerimizin bize emaneti olan çocuklarını bağrımıza basalım. Şehit, Rabbine kavuşmuştur, nimetlerle ikrama ermiş, ebedi mutluluğa erişmiştir. Bize düşen, onun ardında bıraktığı emanetlere bu hayatı kolaylaştırmak, hayata tutunma ve ayakta kalma gücü aşılamaktır. Şimdi terörün mağdur ettiği kardeşlerimizin yaralarını sarma zamanıdır.Evleri yakılıp yıkılan, şehirlerini terk etmek zorunda kalan, çocuklarını okula gönderemeyen, iş yerlerinin kepenklerini kapatan binlerce insanımız hayata dönmeyi bekliyor. Bugün bizim vazifemiz onlara ensar olmak, dertlerine derman olmak, halleriyle hemhal olmaktır. Bugün bizlere düşen, hayatın eski tadı ve ahengi ile akması ve hatta eskisinden daha büyük umutlar taşıması için kardeşlerimizin yanında olmaktır. Evsize ev, yuvasıza yuva, kimsesize kimse olmayı bilen milletimiz, bugün terör mağduru olan kardeşlerimizi yalnız bırakmayacaktır. Terörle örselenen ruhları tedavi edelim, toprağından koptuğu için garipleşen yüreklere dokunalım. Bu vatanın geleceği olan yavruların gözlerinin önündeki yıkıntı sahnelerini silelim, kulaklarındaki silah seslerini unutturalım. Şimdi Bayır Bucak Türkmenlerinin yaralarını sarma zamanıdır. Türkmen kardeşlerimiz, son ana kadar topraklarını zalimlere karşı savunmak ve yurtlarını terk etmemek için uğraşmış, canlarını dişlerine takarak hayatta kalma mücadelesi vermiştir. Son büyük saldırı ve bombalamaların ardından ülkemize sığınan binlerce soydaşımızın ağır yaralarını sarmak için seferber olma zamanıdır. Onlara hicretin zorluklarını unutturacak, kendilerini dost ellerde hissettirecek, yitirdikleri güven ve huzur iklimine kavuşmalarını sağlayacak her türlü yardım ve desteğimiz için gün bugündür. Gün, yaraları sarma günüdür. Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Diyanet Vakfımız olarak daha önce milletimizin hayır elini dünyanın pek çok noktasına ulaştırdık. Bugün de “Şimdi Yaraları Sarma Zamanı” başlığıyla yeni bir kampanya başlatmış bulunuyoruz. Bu kampanya uzak diyarlara değil, bizzat kendi dünyamıza kendi vatandaşlarımıza, misafirlerimize yöneliktir.Bu itibarla, bugün ülkemiz genelindeki bütün camilerde şehit ailelerimiz, terör mağduru kardeşlerimiz ve ülkemize sığınan Türkmen kardeşlerimiz için bir yardım kampanyası düzenlenmiştir. Rabbim yaptığınız ve yapacağınız yardımlarınızı kabul eylesin."