Ailelere uyarıda bulunan Çorum Hitit Üniversitesi'nden Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ayhan Babaroğlu, "Bu ciddi anlamda bir sorun. Siber zorbalık yapan birisi iletişim araçları vasıtasıyla istediği an, istediği şekilde nerede olursa olsun mağdurlarla iletişim kurma olanağına sahip" dedi.
Sosyal medya ve akıllı telefon ve internetin yaygınlaşması ile birlikte çocuklar arasındaki zorbalık daha da yaygınlaşıyor. Çocuklar için büyük tehlike oluşturan siber zorbalık, okul başarısında düşüş, toplumdan uzaklaşma, kaygı ve kendini geri çekme gibi davranışlara sebep olabiliyor. Bu tarz davranışların görüldüğü bireylerin siber zorbalığa maruz kalmış olabileceğine dikkat çeken uzmanlar, ebeveynleri çocuklarını siber zorbalıktan uyarması noktasında uyarıda bulundu.
Konuyla ilgili uyarılarda bulunan Hitit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ayhan Babaroğlu, teknolojinin gelişmesiyle birlikte siber zorbalığın ergenlik dönemindeki çocuklar için büyük bir risk oluşturduğunu, cep telefonu ile bir takım sosyal medya araçlarının aktif olarak kullanılmasının ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.
"Siber zorbalığın yüzde 36 seviyelerinde olduğunu görüyoruz” Siber zorbalığı, 'bilgi ve iletişim araçlarının kötü amaçlı kullanılmasından kaynaklanan isimsiz çağrılar, kimliğini gizleyerek zararlı e-postalar gönderilmesi, kişileri karalamak, hakaret etmek, tehdit etmek için bunlarla ilgili ses ve içerik üretmek ya da var olan görüntüleri bu amaçla kullanmak' olarak tanımlayan Doç. Dr. Ayhan Babaroğlu,
“Siber zorbalığa maruz kalan çocuklarda aniden içine bir kapanma, akademik anlamda başarıda bir düşüş kendinde geri çekilme, korku, kaygı bir takım anksiyete sorunlar hatta okulu bırakmaya kadar giden tehdit edici unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde bununla ilgili yapılan çalışmalar var. Oranlara baktığımızda azımsanacak noktada değil. Yapılan araştırmalarda siber zorbalığın yüzde 36 seviyelerinde olduğunu görüyoruz” dedi.
"Siber zorbalıkta kısa zamanda bir çok kişiye ulaşma imkanı var" Siber zorbalığı geleneksel zorbalıktan ayırt eden özellikler hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Babaroğlu, “Geleneksel zorbalık fiziksel yetersizlikler, fiziksel farklılıklar, sosyo-ekonomik farklılıklar gibi ya da bir takım yetersizlikler nedeniyle karşımıza çıkarken siber zorbalık teknoloji becerilerinde kim daha iyiyse o kişiler zorba olabiliyor. Siber zorbalıkta kısa zamanda bir çok kişiye ulaşma imkanı var. Örnek bir kişi normal, manuel yöntemlerle birisine zorbalık uyguladığında arkadaşına söyleyip diğer arkadaşıyla paylaşmasını bekleyene kadar, bir okulun duyması için bir hafta geçerken siber zorba bunu gelişen teknoloji ile birlikte okula bir anda duyurabiliyor. Bu ciddi anlamda bir sorun. Siber zorbalık yapan birisi iletişim araçları vasıtasıyla istediği an, istediği şekilde nerede olursa olsun mağdurlarla iletişim kurma olanağına sahip. Her an tehdit etme, gözlemleme durumuna sahip. Buda mağdur kişiyi psikolojik olarak çok ciddi anlamda zorlayan bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Burada öz kıyımlardan da bahsedebiliriz" diye konuştu.
'Siber zorbalık, her geçen gün artıyor' Her geçen siber zorbalığın arttığının altını çizen Babaroğlu, “Geleneksel zorbalıkta zorbanın kimliği belliyken siber zorbalıkta çok yakın bir arkadaşınız size zorbalık yapabiliyor ancak bilemiyorsunuz. Her geçen gün bu zorbalık türünün arttığını görebiliyoruz. İnternet kullanımı siber zorbalık, siber zorba olma ya da mağdur olma durumunda çok önemli bir etken. Bu konuda gerçek anlamda bilgilendirme yapmak gerekiyor. Özellikle pandemi döneminde herkesin sosyal medya olarak sosyal çevre olarak kendisine edindiği yer internet ortamı. Dolaysıyla çocuklar bu sistemin içerisinde doğdular. Daha önceki jenerasyonların okulda ya da başka alanlarda yaşanan zorbalığın benzeri bu alanda yaşanıyor. Tekrar ifade etmek gerekirse kısa sürede bilgiyi yayabiliyorsunuz. Mağdur kişiyle ilgili bilgiyi yayabiliyorsunuz. Tehdit ederek, sürekli onu takip ettiğinizi gösterebiliyorsunuz" şeklinde konuştu.