2020 Öncesi Durum ve Beklentiler

2018 yılına 3,70 seviyelerinde başlayan USD / TRYkuru, Rahip Brunson krizi ve ABD ile ilişkilerin bozulması sonucu 7,20 seviyelerini test etmiş, ancak yıl sonunda 5,30 seviyesinde dengelenmişti. 2019 yılı da 5,93 seviyelerinde kapanmıştı.

Türkiye, %7 gibi önemli bir ilk çeyrek büyümesine rağmen, 2018 yılını sadece %2,6’lık bir büyüme ile kapatabilmişti.2019 yılının da yerel seçimdeki kriz, Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler, ABD-Çin ticaret savaşları, küresel ekonomiye yönelik kaygılar ve Brexitçıkmazı gibi sebeplerden ötürü daralmalarla başlamasına rağmen son çeyrekteki iyileşme ile 2019 büyüme oranı %0,9 olarak gerçekleşti.

Aşağıda yıllara sari GSYH büyüme oranlarının (%)gidişatı paylaşılmıştır.

2018

I

II

III

IV

7,4

5,6

2,3

-2,8

2019

I

II

III

IV

-2,3

-1,6

0,9

6,0

2019 Toplam

Toplam

0,9

Kaynak: sbb.gov.tr

2018’de tek haneli işsizlik oranını yakalayan Türkiye, enflasyonun artması ve diğer makro göstergelerinin bozulmasıyla birlikte işsizlik oranını düşürmeyi başaramadı ve halen çözülmeyi bekleyen yapısal bir sorun olarak görülmektedir. İspanya ve İtalya gibi birçok Avrupa ülkesinin de problemi olan genç işsizlik oranı, her 4 gençten 1’inin işsiz olması sebebiyle özel önem verilmesi gereken olarak görülmektedir. Bazı gelişmişAvrupa ülkelerinde %35’lere varan bu oran, Türkiye’de%25 seviyelerindedir. Açıklanan verilere göre istihdam yaratmada bir problem görünmese de,işsizlik oranı azalmamaktadır. Ancak 2019 Temmuz’da %14 seviyelerini gören bu oran, yıl sonunda %13,7 olarak açıklanmış ve toparlanma eğilimi göstermişti.

https://www.denizpostasi.com/3e05f7f0-5932-48fd-afe2-6498c0f8d3c8" class="s18">

Kaynak: Anadolu Ajansı

2018 yılında %25’i aşan enflasyon oranı 2019’da %8lere gerilemiş, enflasyona paralel olarak da faiz oranları da 2018’de %25,5 seviyesine geldikten sonra 2019’da %10,5’e gerilemişti.

https://www.denizpostasi.com/27c8c61d-a64e-46fb-afb5-e0d15ed380ba" class="s19">

Kaynak: Anadolu Ajansı

Döviz kurlarının da etkisiyle ihracat rakamlarında rekorlar kırılmış, 2019 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı %85 seviyelerinin üzerinde gerçekleşmişti.

https://www.denizpostasi.com/1e11858e-8d58-4ed1-ae98-15e2874b88f0" class="s20">

Türkiye, 2. Yeni Ekonomi Programı’nda 2019 için belirlemiş olduğu hedefleri işsizlik oranı dışında yakalamayı başarmıştı. 2019’da yatırımlar son 10 yılın en keskin düşüşünü yaşasa da,2023’e kadar seçiminolmaması, 2019’da dengelenmeningerçekleşmesi gibi faktörlerle 2020’ye umutlu giren Türkiye, bu kez de Dünya’yı etkileyen koronavirüs salgını sebebiyle makro göstergelerinin bozulma riskiyle karşı karşıya.

Koronavirüslü2020 Yılı

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), salgın nedeniyle bu yıl için küresel büyüme tahminini yüzde 2,6'dan eksi yüzde 1,5'e düşürürken, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı KristalinaGeorgieva, bu yıl küresel resesyon beklediğine ilişkin açıklamada bulundu.Resesyona girdiğimiz çok açık” diyen Georgieva, 2009’daki küresel finans krizinden daha kötü bir süreç beklendiğini kaydetti ve gelişmekte olan ülkeler için toplamda 2,5 trilyon dolar mali destek gerekeceğini söyledi. Dünya genelinde birçok hükümetin hazırladığı önlem paketlerine, Türkiye de 100 milyar lira değerinde teşvik paketi ile dahil oldu. Alınan önlem listesi şu şekildedir:

Kısa çalışma ödeneği ile üretime ara veren işyerlerinde çalışanlara geçici gelir desteği sağlanacak.
2 aylık telafi çalışma süresi 4 aya çıkarılacak.
Konut alımında kredi koşullarında kolaylık sağlanacak.
İhtiyaç sahibi ailelere 2 milyar TL'lik bir kaynak aktarılacak.
Kredi Garanti Fonu (KGF) limiti yükseltilerek teminat sorunu nedeni ile kredi alamayan firmaların banka kredilerine erişimi kolaylaştırılacak.
Asgari ücret desteği devam ettirilecek.
İhracatçıya stok finansman desteği verilecek.
En düşük emekli maaşı 1.500 liraya yükseltilecek.
Krizden en çok etkilenen hizmet sektöründeki işverenlerin vergi yükümlülükleri, SGK primleri ve kredi borçları ertelenecek.
İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranında indirim yapılacak.

Ayrıca biz bize yeteriz sloganıyla milli dayanışma kampanyası başlatıldı ve kampanya ile toplanan paranın 1 milyar TL’ye ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Krizi Fırsata Çevirmek

ABD GSYH’sinin %10’unu, Almanya %28’ini, İspanya %16’sını ve İngiltere %17’sini bu virüs ile savaşmak için ayırsa da, Türkiye’nin ayırdığı rakam GSYH’sinin sadece %3’ü. Türkiye ekonomisinin hizmet sektörü ağırlıklı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, hükümetin daha fazla müdahil olması gerekebilir. Aksi durumda iç tüketiminde gerilemesiyle ekonomik daralma bu yıl da sürecektir.

Morgan Stanley ekonomistleri, koronavirüsün ABD'de IMF başkanının öngördüğünden daha derin bir resesyona yol açabileceğini, ikinci çeyrekte gayrı safi yurtiçi hasılanın yüzde 30’un üzerinde rekor daralma gösterebileceğini kaydediyorlar. Avrupa ve ABD merkez bankalarının faiz indirmesi ve parasal genişlemeye yönelik açıklamalar yapması, Türkiye’nin makro göstergelerini dengede tutması için önemli. Bu ortamda Türkiye, bu krizi fırsata çevirmeyi başarmalıdır.

Enflasyon baskısının düştüğü bu dönemde, gerekirse para basarak şirketlere nakit akışları için faizsiz kredi desteği sağlanabilir.Para basılmasıyöntemi tercih edilmezse, virüsten etkilenen ülkelere hızlı kredi sağlayan kuruluşlardan borç alınabilir.
Resesyonu önlemek amacıyla ülkelerin likidite havuzunu açmasıyla oluşacak likidite bolluğundan faydalanarak dışa bağımlılığımızı azaltacağımız sanayiye yatırım yapılabilir ve istihdam yaratılabilir.Özellikle altyapıya yönelik yatırım yerine, tüm kamu ve özel kuruluşlar lüksten kaçınarak tasarruf politikaları uygulayabilir, buradan sağlanacak nakit artışı ile katma değer sağlayacak ortak girişimler kurulabilir.
Özellikle Çin’in bozulan imajından faydalanarak, tekstil gibi sektörlerde pazar payı tekrardan yükseltilebilir.
Sokağa çıkma yasağı yerine işe gidip gelme zorunluluğu olanlar için şirketlerin uygulaması gereken sağlık kuralları yayınlanabilir ve bukurallar zorunlu hale getirilebilir.
Çalışanların maaşlarını almaları zorunlu hale getirilebilir ve operasyonlara devam edilmesi sağlanabilir. Böylelikle Türkiye için büyümenin dinamosu olan iç tüketimin devam etmesi sağlanacak ve büyüme devam edecektir.
ABD’nin Çin’den ayrılmasını istediği ileri teknoloji firmalarının, vergi avantajı sağlanarak Türkiye’ye gelmesi sağlanmalıdır.

Krizi fırsata çevirirken, her şeyin başının sağlık olduğunu unutmamalıyız. Her şeyden önemlisi sağlığımıza dikkat ederek, sosyal mesafeyi koruyarak, el birliği ile ülkemizin bu olumsuzluktan da güçlü bir şekilde çıkmasını sağlamalıyız.

Kalın Sağlıcakla..