Gitmekle, kalmak arası, Araf’ta kalma duygusu, vazgeçişler, seçimler ve tercihler…
Yanlış kararlar alsak da bize çok şey eklediklerini ve bizim onlara eklediklerimizi düşünürsek, hepsi tamamen birer tecrübedir. Yanlış kararlar her daim en iyi tecrübelerle oluşmuştur, ki hata yada yanlış yapmak yanımızda olan kişileri de bizlere gösterir. Bazı bilgiler öğrenimle, bazıları deneyimlerle, bazıları ise gözlem ve sezgilerle öğrenilir…
Hastalıklar, felaketler, acılar, yarım kalan hikâyeler bir yandan da bizleri iyileştiren toparlayan olaylardır. Olayın o an için hissettirdiklerinden ziyade, yaşanan olaylar sonrası kendimize ve çevremize eklediklerimizdir. Dün dünde kaldı bugün başka bir gün diyebilmeliyiz. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir diyen, Herakleitos ! Değişimi ne kadar da doğru açıklamış. Beş yıl önceki bizle bugünkü biz, görünüş, düşünce ve fikir yapısı olarak aynı biz olmadığımız gibi, beş yıl sonraki biz de zamanın getirdiklerine göre şekil almaya ve değişime ayak uydurmaya çalışmalıyız. Niyetler ve davranışlarda zamanla değişime uğramaktadır. Yeni fikirler, yeni düşünceler, yeni dostluklar gibi...
Hayatta her istediklerimizi yaşayamasak da, zamanın bizlere getirdiklerini, sunduklarını imkanlar dahilinde yaşıyoruz. Tek yaptığımız doğru veya yanlış yol ayrımlarını belirlemek. İyi, kötü bütün yaşananlardan almamız gerekenler vardır. Her insanın yaşadıkları yalnız kendine ağırdır. Çünkü kimse kimseyi tam anlamıyla başkasının yerine koyamaz. Hiçbir mutluluk ya da acı sonsuza kadar sürmez. ‘Anı an’ da yaşamalı geleceğe sürüklememeliyiz. Olması gereken zamanı gelince oluyor nasılsa…
Vazgeçmek, ÖZGÜRLÜKTÜR…