Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tutuklu sanıklar Anthony G., Maria G. ve avukatları hazır bulundu.
Tutuklu sanık Maria G., mahkemede tercüman eşliğinde verdiği savunmasında "Eşim mesane kanseridir. 29 Haziran akşam yemeğinde Nevşehir'de yemek için dışarı çıktık. Yemeğin gelmesi uzun sürdü, bu sırada eşim dışarı çıkıp gezmeye başladı. Döndüğünde, çok iyi görünümlü olmayan birisinden bir şeyler alıp geldiğini söyledi. Aldığı şeyleri bana gösterdi ancak yemek geldiği için hiç dikkatli bakmadım. Daha sonra bavulları hazırladık, ertesi gün Kayseri Erkilet Havaalanı'nda önce İstanbul'a oradan da Filipin'e gidecektik, polis ekiplerince durdurulduk. Biz onların tarihi eser olduğunu bilmiyorduk" diye konuştu.
Tutuklu sanık Anthony G. ise "Eşim Maria ile dünyanın her yerini ziyaret edip, 40'dan fazla kiliseyi gezip, hacı vazifemizi yapmayı planladık. 2 gün Kapadokya, Nevşehir, Uçhisar ve Kayseri'yi gezdik. Bu esnada hiçbir Türk vatandaşı ile konuşmadık. Olay gecesi Nevşehir'de akşam yemeği yiyecektik, ben yemek gelene kadar turistik malzeme satan yerleri geziyordum. Üzeri kötü görünümlü, sakallı, yaşlı bir kişi geldi. Yarım için 20 TL uzattım kendisine, kabul etmedi. O bana bir poşet verdi, içerisinde de küçük poşetler halinde o eşyalar vardı. Ben de yardım amaçlı, 200 TL verdim, bu olay 2-3 dakika sürdü. İhtiyaç sahibi olduğunu düşündüğüm için, hac günlerinin son günleriydi, yardım amaçlı verdim. Daha sonra Filipin'e dönüş yolunda polis ekipleri bunların suç olduğunu söyledi. Biz suçsuzuz" diye konuştu.
Mahkeme heyeti yapılan yargılama sonucu tutuklu sanıklar Anthony G., Maria G.'ye '2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet' suçu olan 'tarihi eserleri yurt dışına nakletmeye teşebbüs' suçundan 1 yıl 15 gün hapis, 20 TL adli para cezası verdi. Sanıkların sabıkasız oluşu nedeniyle mahkeme sanıklara verilen cezayı 5 yıl hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vererek, iki sanığı da tahliye etti. Karar sonrası mahkemeye teşekkür eden Filipinli çift, duruşma salonunda birbirlerine sarılarak ağladılar. 829 sikkenin 2. Abdulhamit, 4. Murat ve Vahdettin 5. Mehmet dönemlerinde kullanıldığı öğrenildi.
