19 Eylül Gaziler Günü anlam ve önemine dair Kıbrıs Gazisi Lütfi Aksu ve Kıbrıs Gazisi Ali Erci ile söyleşi yaptık.

Bizi 45 yıl öncesine götüren savaş anılarını anlatan iki gazimiz, hem unutulduklarını söylüyor, hem de gençliğin benliğini kaybettiğini ifade ediyorlar. Sadece 1 günde hatırlanan Kıbrıs Gazileri'nden bu söyleşimizi de okuduktan sonra öğreneceğimiz daha çok şey olduğunu anlayacağız, tabii dinlemek isteyene...

"SİLAHIMIZI ALIP O YÖNE ORAYA GEÇTİK"

63 yaşındaki Kıbrıs gazisi Lütfi Aksu askere gittiğinde direkt Kıbrıs Harekatı'na alındığını belirterek, Kıbrıs 1. Harekatı'nda yaşadıklarını şöyle anlattı: "1960’lı yıllardan bu tarafa değiştirme birliği olarak bizim Türk kuvvetleri vardı. Barış gücü olarak Kıbrıs’ta Türkiye’yi temsil ediyorduk. Buraya 28. dönem olarak gidecektim. İskenderun'da değiştirme tugayında komando eğitimi veriliyordu. Ondan sonra ayın 14’ünde kendi aralarında savaş başladı. Bizi ise ayın 19’unda hazırladılar. Mersin'in Erdemli kazasının, Ovacık köyü var, oraya 13 tane otobüs geldi ve bizi aldılar. Helikopterle biz 20 Temmuz 1974 yılında saat 10 sıralarındaydı. Gönyeli'nin ön tarafında bir boşluk vardı bizi 40 tane helikopterle indirdiler. Birliklerimizi hemen aldılar ve Ortaköy bir de Gönyeli vardı. Bizi Gönyeli'ye gönderdiler. Gece bulunan malzemeleri oraya bıraktık, bize bir yön verdiler, uluslararası bir havaalanı varmış. O yönü bize verdiler. Silahımızı alıp o yöne oraya geçtik."

“20- 21 YAŞINDAKİ DELİKANLIYDIK VE BİZ NEYE, NEREYE GİDECEĞİMİZİ BİLİYORDUK"

Gazi Aksu, helikopterden indikten sonra duygularını da şu sözlerle ifade etti: "Yön verdiler ve gittik, elimizde bulunan silahlar hiç iyi değildi.  1919’da Amerika’nın verdiği silahlardı.  M-1, G-1 vardı. Türk askeri nereye giderse gitsin. Din, iman, vatan sevgisi ile gittiği için yani ölümmüş, bunu bilmez inan ki biz bir düğüne gidiyor gibi gittik. Diğer arkadaşlarımda öyle. Bir tanesi yaralandı, kemikleri yapışmıştı vurulunca kolunu bacağını sardım, bende ölmezsem gelir yardımcı olurum dedim.  O arkadaşımı da tanımıyorum. Hangi birlikten bilmiyorum. Ama Türk kardeşim olduğu için yardım ettim. Havaalanını teslim aldık, grup derdik, o zamanlar tabur demezdik, havaalanına girdik. Dillerini bilmiyoruz. Barış gücü imiş bunlar biz ateş ettiler. Sonra bize grup komutanı Cengiz Varol kurmay binbaşı, 'aman yavrularım, onlar birleşmiş milletin askeri ateş etmeyin' dedi. Bizi oradan çıkardılar öyle tel örgüler vardı ki, 4-5 metre içine girene kadar neler çektik biz, Kıbrıs kolay mı kazanıldı?

"BUNLAR ANLATTIKLARIMIN 100’DE BİRİ DEĞİL"

Anlatmayla bitiremeyiz.  Bu hiç kimseye teslim edilmeyecek, Birleşmiş Milletler'e kalacak demişler. Halen onların, barış gücünün elinde, Güzelyurt’un doğusu oluyor. Ateş altındayız. İkinci gün biz batı tarafa gittik. Onlar kaçıyor.  O gün biz 48 tane esir aldık. O an için ben nöbetçi gibi kaldım yanında, baktım o durumda ben olsam ne yaparım, dedim. Dayanamadım. Onlar çoluk çocuk öldürüyordu yine de dayanamıyordum. Ben burada kalmayım dedim. Oradan ayrıldım. Yine bunun üzerine baskı oldu. O baskıyı püskürtene  kadar ne çektik biz. Bunlar anlattıklarımın 100’de biri değil."

Hulusi Akar’dan Dikkat Çeken Açıklama: Son Olaylardan Sonra Gördük Ki… Hulusi Akar’dan Dikkat Çeken Açıklama: Son Olaylardan Sonra Gördük Ki…

"İNSAN ÖLÜSÜNDEN GEÇİLMİYORDU"

Savaştıkları ülkenin modern silahları olduğunu söyleyen Aksu, "Biz de karşılarındaydık. Ve 1919’dan kalma silahlarla. Hükümetle anlaşma olmadı yeniden ateş açmaya başladık. Birinci hareketten sonra baya bir gücümüz oldu. Tekrar denizden çıkarma takviyeler geldi ve baya gücümüz oldu.  İkinci hareketlerde uçak bombalama ve ağır toplar yağdı üzerimize. Ama Allahın izni ile aldık. Sonra bir sürü cephanelik bulduk. Daha içinde kurşun atılmamış silahlar vardı. İnsan ölüsünden geçilmiyor. Böyle vahşetli durumları gördük.” eve döndüğümde 1 yıl etkisi devam etti. Hala oradaymışım gibi hissettim uzun zaman."

"GENÇLİK BENLİĞİNİ KAYBEDİYOR"

Gençliğe bakış açısını üzüntüyle anlatan Kıbrıs Gazisi Aksu, "Gençlik benliğini kaybediyor. Dinini, imanını kaybediyor, vatan, millet sevgisini kaybediyor. Şimdi Suriye'de çarpışanlar ne için çarpışıyor. Vatana zarar gelmesin diye" ifadelerini kullandı.

“BİZ KEÇİBOYNUZU İLE ALDIK ORALARI"

64 yaşındaki Kıbrıs Gazisi Ali Erci de savaşın en korkunç boyutunun açlık olduğunu dile getirerek “Biz keçiboynuzu ile aldık oraları, yemek, ekmek, hiçbir şey yoktu. Biz Girne’den çıkarma yaptık. ”Biz röportaj vermek istemiyoruz aslında. Tüm yerel televizyonlara konuştuk ama yer almıyor, Kıbrıs gazileri yer almıyor. O Kıbrıs kolaylıkla alınmadı. Orada kan döküldü. Yüzlerce şehit verdik. Orayı Türk askeri aldı. Ama unutulduk. 19 Eylül gelir bir anma töreni olur, sonrası yok” diye konuştu.

19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ PROGRAMI

Muharip Gaziler Derneği Kayseri Şube Başkanı Osman Balcı 19 Eylül Gaziler Günü'nde Atatürk Anıt önünde çelenk töreni yapılacağını, ardından Kayseri protokolünün derneklerini ziyaret edeceğini ifade etti.