ERÜ Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Müberra Koşar, doğal olduğu düşünüldüğü için bilinçsizce kullanılan bitkilerin içindeki etken maddelerin aslında kimyasal bileşiklerden oluştuğunu ifade etti. Bitkilerin içeriğindeki kimyasal bileşiklerden dolayı zararlı olabileceğini belirten Prof. Dr. Koşar, “Bitkilerle tedavi denildiğinde halkımızın en fazla yanlış anladığı şey her doğal olan şey zararsızdır algısıdır. Bu çok yanlış bir tabirdir. Doğal olan her şey yine zararlıdır” dedi. 

Bitkisel ürünlerin tıbbi ilaçlarda olduğu gibi belirli dozlarda kullanılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Müberra Koşar, bitkilerin uzman önerisi ile sadece eczanelerden alınması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Koşar, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Bir Hapşırık Yüzlerce İnsana Hastalık Bulaştırabilir mi? Bir Hapşırık Yüzlerce İnsana Hastalık Bulaştırabilir mi?

“Bitkilerde en önemli şey bitkinin adının doğru konulmasıdır. Örneğin papatyaya benzeyen birçok bitki var ve bunların içerisinde zehirli olanlar da var. Dolayısıyla biz bu ürünlerin tam teşhisini bilen kişilerden alarak kullanmalıyız. Kalitesinden emin olduğumuz bitkileri kullanmalıyız. Aksi takdirde hem hiçbir etki elde edemeyiz hem de tamamen istemediğimiz etkiler ortaya çıkabilir. Ayrıca bitkilerin içerisindeki etkin bileşimler tamamen kimyasal moleküllerdir. Yani bir maddeyi bitkiden izole edip hapın ve şurubun içerisine koyduğunuzda nasıl ilaç oluyorsa yine bitkiyi kullandığınızda bu içerisindeki etkiyi gösteren madde yine bir kimyasal moleküldür. Bu nedenle bitkisel ürün olsa da önce doğru tanımlanıp içerisindeki etken madde belirlenmeli, sonra da hangi dozda kullanılacağı belirlenmelidir.” 

 

“BİTKİSEL TEDAVİ KORUMAK VE TIBBİ TEDAVİYİ DESTEKLEMEK İÇİN KULLANILMALI” 

Prof. Dr. Müberra Koşar, bitkisel ya da alternatif tedavinin yalnızca tıbbi tedaviye destek olmak ve hastalıklardan korunmak için kullanılabileceğine dikkat çekti. Uzun süre ilaç kullanılması gereken kronik rahatsızlıklarda doktor önerisi ile kullanılan tıbbi ilaçların terk edilmemesi gerektiğinin altını çizen Koşar, “Bilimsel olarak gri bölge dediğimiz bir alanımız vardır. Bitkilerle tedavi bu gri bölgede yer almaktadır. Dolayısıyla bitkileri hem koruyucu amaçlı hem de tedavide yardımcı ürün olarak kullanıyoruz. Yani bitkisel ürünler, kesinlikle modern tedaviyi terk etmeden, onlara destek olmak amacıyla ya da hastanın yaşam kalitesini artırmak amacıyla kullandığımız ürünlerdir. Ağırlıklı olarak da bizim kronik rahatsızlıklardan öte akut rahatsızlıklar dediğimiz ani ortaya çıkan rahatsızlıklarda biz bitkileri kullanıyoruz. Gribal enfeksiyonlar, soğuk algınlığı bunlara örnektir. Sürekli ömür boyu ilaç kullanılması gereken rahatsızlıklarda da bitkileri destek olarak ya da yaşam kalitesini artırmak için alabiliriz. Bir diyabet hastası kesinlikle ilaçlarını bırakmamalı ve içerisinde şekerli ürünler olan bitkisel destekleri almamalıdır. Kalp hastaları, tansiyon hastaları bunlar yine mutlaka kendi ilaçlarını kullanmalı ve kullanacakları diğer bitkisel destek ürünlerini de hekimleriyle veya eczacılarıyla konuşarak kullanmalıdır. Çünkü pek çok bitkisel ürünün normal kullanılan ilaçlarla çok fazla etkileşimi var. Dolayısıyla bu etkileri ya artırıyorlar ya da azaltıyorlar. Her ikisi de hasta için çok tehlikelidir” ifadelerini kullandı. (İHA)