Türkiye’de 58 bin civarı diyaliz hastasının olduğunu, şimdiye kadar hastaların pek hissetmediği sektörün sorunlarının giderek arttığını söyleyen Fresenius Medikal Kayseri Erciyes Diyaliz Merkezi Klinik Müdürü Dr. Hakkı Gökhan Eryılmaz, diyaliz merkezlerinin yaşadığı sorunları gazetemize anlattı. 

Eryılmaz, “1990’lardan beri devletten ziyade özel sektörün yatırımlarıyla gelişen ve büyüyen diyaliz sektörü sağlıkta en iyi hizmet veren yapılardan biridir.  Son sekiz yılda; özel merkezlerin çoğu finansal açıdan sıkıntılar yaşasa da tedavi kalitesinden, diyaliz teknolojisine yatırımdan taviz vermeden sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan yatırımcı ve çalışanlar mücadeleye devam etmektedir. Özel merkezleri temsil eden iki dernek ve kuruluşlar bu ekonomik girdabın aşılması için kamuda son üç yılda görüştükleri tüm makamlarda sorunu kabul eden yaklaşım görmüş, yetkililer bunu kabul eden beyanda bulunmuşlardır. Ancak hala arzu edilen artış yapılmamıştır” diye konuştu.

Erken yaşta sigaraya başlamak bakın nelere yol açıyor? Erken yaşta sigaraya başlamak bakın nelere yol açıyor?

 

“54 DİYALİZ MERKEZİ KAPISINA KİLİT VURDU”

Dr. Eryılmaz, 2010 yılında Diyaliz Merkezleri Yönetmeliği’nde diyaliz merkezi açılmasının ön izne bağlı hale getirildiğini belirterek, “O tarihten günümüze 54 adet merkez kapanırken, yeni açılan 9 merkezin 2’si önceden alınan izne bağlı hastane bünyesinde diğer 2’si ise askıda olan ruhsatın faaliyete geçirilmesi şeklinde oldu. Diyaliz ücretleri Avrupa ülkelerinin (Fransa, İtalya, Portekiz, İspanya, Yunanistan) ortalamalarının yüzde 25’i kadardır. Diyaliz seans ücretleri 2006-2010 arasında aynı fiyatta devam etmiş, 2010’da yüzde 5 artış sonrasında son 4 yıldır sadece 10 TL'lik bir fiyat yükselişi söz konusudur. Artık tüm iyi niyet sınırlarını zorlayan bu sıkıntı dönem dönem yazılı ve görsel basında insanlarımızın dikkatini çekmiştir” şeklinde konuştu.

 

“PERSONEL, ÖZVERİ VE MORALLE ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR”

Esas çözüm yolunun devletin sosyal devlet sorumluluğu ilkesiyle geri ödeme hususunda makul bir artışı hiç süre geçirmeden yapması gerektiğini belirten Eryılmaz, “Hasta mağduriyetleri olmamasının nedeni, sektördeki insanların özveri ve moralle çalışmalarını sürdürmesindendir. Bu prensipli çalışmanın kaliteden ödün vermeden, yeterli ve uygun bir ölçüde devamının sağlanması devletin bu iyileştirmesiyle mümkün olacaktır. Döviz kuru, yakıt, elektrik, su, temizlik, SSK giderleri, artan asgari ücretin işverene getirdiği yük, malzeme gibi tüm giderlerin arttığı ülkemizde son sekiz yıldır yapılan artış ile hizmetini devam ettirme çabasındaki sektör diğer branşlara yapılan desteğin yapılmasını beklemektedir” dedi. 

 

“HASTALAR MAĞDUR EDİLMEDEN TEDBİR ALINMASINI İSTİYORUZ”

Dr. Eryılmaz, sektör çalışanlarının ve hastaların mağduriyetlerine neden olmadan önce alınacak tedbirin önemine vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı: “Mağduriyetler yaşandıktan sonra alınacak tedbirin önemi ve değeri olmayacaktır. Döviz kurlarında olan son dönemdeki hareketlilik süreci iyice zorlaştırmıştır. Yaş ortalamasının uzadığı kronik hastalıkların arttığı günümüzde; unutulmasın ki herkes potansiyel böbrek yetmezliği hastasıdır.”