Bir gün, dönemin genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt geldi rehabilitasyon merkezine, gazilerle sohbet ediyordu, Osman koltuk değneğiyle öne çıktı, “komutanım ben iyileştim, lütfen yardımcı olun, gene bölgeye gitmek istiyorum” dedi… Komutanın gözleri buğulandı, elini omzuna koydu, “vatan görevi illa vuruşarak olmaz oğlum” dedi, “vatan için mücadeleye devam etmek istiyorsan, futbol oyna, ay yıldızlı formayı o şekilde taşı” dedi.
O günden beri gazi Osman Çakmak ampute milli futbol takımında futbol oynuyor, ülkesine hizmet ediyor.
Ampute Milli Takımımızın Kaptanı, İngiltere'ye son dakikada attığı golle şampiyonluğu getiren gazi Osman Çakmak'ın hikayesi işte böyle.
Ampute, vücudundan bir uzvun kesilip alınması anlamına geliyor. Evet bu vatandaşlarımızın vücutlarından bir uzuvları alındı, ancak yürekleri halen duruyor. Bir tarafta uzuvları sapasağlam A milli takımı oyuncuları prim tartışması altında ruhsuz bir futbolla dünya kupasına veda ediyor, diğer tarafta elini, kolunu, bacağını bu vatan uğruna kaybetmiş ampute milli takımı futbolcuları Avrupa'da yüreklerini ortaya koyarak şampiyon oluyor.
Şırnak'ta gazi olan Osman Çakmak'ın golüyle İngiltere'yi deviren ampute A milli takımımız Avrupa Şampiyonu oldu. Yüreğinize sağlık, gurur duyduk, onurlandık ve en önemlisi utandık...
Diğer bütün uzuvları yerinde olan ancak ruhen bitap olan A milli takımımız mı? Bence Lucescu, 'ben köyümü özledim, memleket burnumda tütüyor' diyerek Türk Milli(!) takımımızı bırakıp, Romanya'ya dönmeli... Ve kadroya acilen bir neşter atılmalı...