Siyaset üzerine öğrencilere tavsiyelerin verildiği yayında Özhaseki, Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet ve Liderlik Okulu Başkanı Burak Küntay’ın sorularını yanıtladı.

“Son 15-20 yıldaki değişim geçtiğimiz bin yıla bedel”

Konuşmasına değişim olgusunun varlığından bahsederek başlayan Özhaseki, “Hem çok hızlı hem de çok boyutlu bir değişim yaşıyoruz. Belki son 15-20 yıldaki değişim geçtiğimiz bin yıla bedel. Özel yaşantımız da değişim, mesleklerimizde, toplumsal ya da siyasal yapıda her şeyde değişim oluyor. Bu değişimi doğru anlamak ve buna uygun davranmak önemli.” dedi.

Bu değişimin savunucuları kadar karşıtlarının da çokluğuna değinen Özhaseki, “İlk defa Özal bu siyasi değişimi literatürümüze kazandırmıştı. Ama tarihte de bunun çok savunucusu ya da karşı duranı var. Bizim İslam büyükleri El-Biruni, İbni Sina, Farabi, İbni Haldun hep değişimden yana tavır koymuşlar. Belki arkadaşlarımız tahmin etmezler Aristo, Eflatun da tarihte hep değişime karşı durmuşlar. Onlar değişimi bozulma olarak görmüşler. Böyle bir tavır içerisinde olmuşlar. Mevlana bile “şimdi yeni şeyler söylemek lazım” demiş ve değişimden yana olmuş.” ifadelerini kullandı

Şaban Çopuroğlu’ndan ‘Hak eden herkes üzerinde İHA'larımızı SİHA'larımızı görecektir!’ Şaban Çopuroğlu’ndan ‘Hak eden herkes üzerinde İHA'larımızı SİHA'larımızı görecektir!’

-Mesleklerin değişimi

Mesleklerin de değiştiğini söyleyen Özhaseki kendi öğrencilik yıllarından anılarını anlatırken şunları söyledi:

“Benim babam manifaturacıydı. Ben İstanbul’da okurken 80’li yıllarda İstanbul’dan babama genellikle çiçekli pazen, basma, çizgili pijamalık falan alırdım. Oradan toptancılardan aldığım bu malları Kayseri’ye gönderirdim babam da burada toptan satardı. Şimdi ben aynı şeyi yapsam kumaşları alsam şehirlere göndersem yüzüne bakan olur mu? Olmaz. Neden çünkü şimdi konfeksiyon, hazır ev tekstili, giyim diye bir şeyler çıktı. Artık her şey hazır olarak getiriliyor. Bu bir örnek mesela.”

-Şehirlerin değişimi

Değişimin her yerde olduğunun altını çizen Özhaseki, “Şehirler de değişiyor. İstanbul, Ankara, Antalya gibi anası Kadir Gecesi doğurmuş şehirleri bir kenarda tutalım. Bunları kastetmiyoruz. Bunlar çok şanslı şehirler. Siyasi olarak başkent burasıdır denmiş, mecbur büyüyor orası. Ya da İstanbul’un öyle bir durumu var ki istesen de istemesen de büyür orası. Veya Antalya’nın öyle bir coğrafi konumu var. Ama onun dışındaki şehirler bir kısmı tarihte başkentlik yaptığı halde bugün ilçe konumunda. Bir kısım şehirler var ki müthiş bir gelişme içerisinde, parlayan yıldız gibiler. Gaziantep, Konya, Kayseri gibi büyüyen şehirler var. Peki, nasıl oluyor da eşit ortamda bulunan şehirlerin bir kısmı çok büyüyor, diğer kısmı geri kalıyor? Büyüyen şehirlerin kendi iç dinamiklerini harekete geçirdiğini görüyoruz. Kent yöneticilerinin uyum içerisinde bir hedefe koştuklarını görüyoruz. Böyle olunca o şehirler avantajlarını kullanıp büyüyorlar. Ama bir kısmı ne yazık ki gittikçe küçülüyor.” dedi.

“Bu değişimde siz eski kafa üzerinde devam edemezsiniz”

Kamu yönetimi, kent yöneticiliği gibi kavramların da değiştiğine değinen Özhaseki, “Bu değişimde siz eski kafa üzerinde devam edemezsiniz. Mümkün değil. Eskiden yol, su, elektrik getirilirdi, biterdi. Şimdi öyle değil. Vatandaş ne istiyor onun peşinde koşacaksın. Gönül alacaksın. O kenti ileriye taşıyacak büyük projelere imza atacaksın. Bu değişimi anlamadan ben hiç kimsenin kamu yöneticisi olsun ya da olmasın ayakta kalacağına, başarılı olacağına inanmıyorum.” ifadelerini kullandı.

-Yapılan araştırmalara göre; gençlerin karakterlerini birinci derecede dijital oyunlar şekillendiriyor

Gençliğin karakterini oluşturan etkenlerle ilgili bir çalışmasının olduğunu aktaran Özhaseki şunları söyledi:

“Öncelikle bizim zamanımızda liselerde, üniversitelerde bazı dersler ve öğrenmenler gençleri etkilerdi. Hasbihâller gençleri etkilerdi. Sağ-sol kitaplar vardı, gençliği etkilerdi. Daha sonra bazı liderler etkilerdi. Kitap dergi falan derken böyle bir silsileyle bizim karakterimiz oluşmuştu. Peki, günümüzde gençlerin karakteri nasıl oluşuyor dediğimiz zaman anketlerde çıkan sonuçlar 20-30 yıl öncesinin parametrelerine göre değişiklik gösteriyor. Yaş gruplarına ayırarak inceledik. Bu karakter şekillendiricilerin en başında gelen oyun ve oyuncaklar çıktı. Bilgisayar ve telefon oyunları yani. Daha sonra TV – sinema, sosyal medya, kültür - sanat, müzik ve e-spor, liderler ve kanaat önderleri diye devam ediyor. Kitaplar, dergiler karakter şekillendiricilerin neredeyse son sıralarında yer alıyor.”

“İnsan sevmek önemli”

Gençlerin siyasette başarılı olabilmeleri için en önemli gördüğü şeyleri sıralayan Özhaseki, “Öncelikle bir meslek sahibi olmak önemli. Kendi mesleklerini en iyi şekilde yapmaları gerekiyor. Sonra insan sevmek önemli. İnsana hizmet etmeyi sevmek önemli. Bir derdi çözümleyebilmek önemli.” dedi.

“Daha çok adayın şahsına, hizmetlere göre oy veriliyor”

Vatandaşların oy verme davranışlarının farklılık gösterdiğine değinen Özhaseki, “Kimse partilerin yazmış olduğu o programlara bakarak tam anlamıyla karar vermiyor. Daha çok lider eksenli ve hizmet eksenli bir oy verme davranışı var. Anadolu’da birçok ilde ve ilçede daha çok adaya göre, hizmetlere göre oy veriliyor.” diye konuştu.

“Siyasette iyi insanlara sahip çıkmak lazım”

Siyasetçilerin imajları üzerine ne düşündüğü sorulan Özhaseki, “Siyaset kurumu özellikle belediye başkanlarında elindeki en iyi argümanları, vatandaşın seveceği en iyi kişileri ve liyakatli olanı ortaya sürmeye çalışıyor. Ama siyasilerin ve belediye başkanlarının yaptıkları her şey çok ön planda oluyor. Göz önünde olmanın da dayanılmaz tarafları var, herkes taş atmaya devam ediyor. İtibarsızlaştırmaya çalışıyor. Ben bunu çok yanlış buluyorum. Eskiden bu itibarsızlaştırmayı ihtilal geleneği olan taraflar yapardı. Yani siyasetçiyi sevmezler hep istedikleri gibi davransın isterler. Olmayınca da itibarsızlaştırırlardı. Ben siyaset içerisinde çok fazla iyi insan tanıyorum. Ama siyaset yapmak isteyen insanlara kötü diyerek itibarsızlaştırmaya kalkarsanız, onlar da siyasetten uzak dururlar. Siyaset bu kez de kötülerin eline geçer. O nedenle siyasette iyi insanlara sahip çıkmak lazım.” diyerek sözlerini tamamladı.