Oysa senin yapacağın bir iş vardı, TOKİ senin olduğunu iddia ettiğin araziyi satışa çıkardığında teklif vermek yerine İdare Mahkemesi'ne giderek, "Bu arazi hastane yapılmak üzere, bizden önceki yönetim tarafından 1 lira gibi sembolik bir bedelle Büyükşehir Belediyesi'ne aktarıldı. Arsanın veriliş şartı yerine gelmediği için arsayı TOKİ satmak yerine, sahibine yani çiftçiye iade etmek zorundadır" diyecektin.

O zaman İdare Mahkemesi işlemin yürütmesini  durdurur, dava açılır ve arsanı geri alırdın.

Ama artık sen o arazi için bir müşteri, TOKİ ise bir satıcı durumundadır. Ve TOKİ ihalelerinde, tıpkı Şeker ihalelerinde yaptığınız gibi 'Satıp satmamakta veya dilediğine satmakta serbesttir' hükmü yer alır.

Söz konusu dönemle ilgili Büyükşehir belediyesi yetkilileri, Kocasinan Belediyesi yetkilileri ile uzun sohbetlerim oldu.

Her iki belediyede, Şeker Sahasının planlamasını yaparken aslında çiftçi lehine kullanmışlar tercihlerini.

Örneğin; Belediye isteseydi, ifraz ve tefrit işlemleri için şeker arazisinin yüzde 40'ını, yol, park, sosyal donatı alanı gibi bölümler için alır ve planlamayı buna göre yapardı. Bu da 3 milyon metrekare arazinin 1 milyon 200 bin metrekarelik bölümüne tekabul ediyor.  Yani bir servet bağışladı aslında belediyeler Şeker'e.

Ama gün geldi, Hastane sahası lazım oldu,  şeker yönetimi de gözünü kırpmadan arazinin büyük bölümünü hastane için hibe etti.

Şimdi belediye yetkilileri diyor ki, "Madem bu noktaya geldik. Şeker ile ilgili tüm işlemleri yeniden başlatalım. İfraz-tefridi yeniden yapalım. Aldığımız 250 bin metrekare arsaya ilave olarak 950 bin metrekare daha şeker arazini alıp planlayalım ve Belediyelerimiz büyük bir parasal kaynağa kavuşsun.

Görüyorsunuz, sorun iyi niyetle, karşılıklı oturularak çözümlenmesi gereken bir duruma geldi.

Bu saatten sonra, Sayın Hüseyin Akay ve arkadaşları Pensilvanya'ya kulak kabartarak iktidara karşı muhalefet etme kozu olarak bu arsayı kullanmaya devam ederlerse, TOKİ gelir bu arazini istediği adama satar, sen de eli böğründe gelişmeleri takip etmek zorunda kalırsın.

Asıl benim merak ettiğim adamlar var bu kriz sürecinde.

Bunlardan biri, Hüseyin Akay ve arkadaşlarını getirip Şekerin tepesine oturtan Sayın Mustafa Elitaş. Diğeri de son kongrede, Akay için kapı kapı dolaşan ve yayın kurumlarına, "Akay  bu seçimi kaybederse sizden biliriz'e" varan tehditler savuran Yaşar Karayel.

Türkiye'nin ve Kayseri'nin en istikrarlı gelişen sanayi tesislerinden biriydi şeker. İşlediği ürünün hammaddesi olan pancar ise Anadolu Çiftçisinin alın teriydi, emeğiydi, gelir kaynağıydı.

Fabrikayı çalışamaz hale getirdiniz. Daha doğrusu ehliyetsiz insanlara teslim ederek fabrikanın kapanmasını tartışır pozisyona getirdiniz.

Yetmedi, elinizde bu tesisleri teslim ettiğiniz insanlar şimdi Şeker Çiftçisini iktidara karşı örgütlüyor, 'arsanızı elinizden aldılar' diyerek sizleri suçluyorlar.

Çiftçinin elinden uçup giden arsada çiftçi meclisleri toplayıp "Bizi kandırdılar" diyerek iktidara bindiriyorlar.

Sayın Elitaş, Sayın Karayel, gelinen noktada, bir özeleştiri vermeyi düşünmez misiniz.

Mesela; "Sevgili çiftçiler çok üzgünüz. Biz bunları fabrikanın başına oturttuğumuzda paralel sorunu yoktu. Bu arkadaşlar bizi kandırdılar. Meğer ülkeye, millete, devlete değil, aldıkları talimatlarla Pensilvanya’ya çalışıyorlardı. Sonuçta  bizim, yani iktidarın kontrolünden çıktılar. Evet fabrikayı küçülttüler, fabrikayı çalışamaz duruma getirdiler, kotalarınızın kısılmasını seyrettiler. Ama bilemedik. Şimdi inlerine gireceğiz  ancaaaaaak süreç içerisinde bizi de kaydettiklerini nereden bilelim. Ellerinde tapu gibi ses kayıtları var ve bunları kullanırlarsa bizi mahvederler. Yapılacak bir şey yok. Dediklerini yapacağız, bir dahaki seçimde ise onları size teslim edeceğiz"

Kasetler dedim;

Çünkü hazret, yakın çevresine, "Hele bir şeker yönetimine operasyon yaptırsınlar, aynı gün TV kanallarında bazı insanlar için yayınlanacak kasetlerin yaratacağı depremi söylememe bile gerek yok"  diyesiymiş.

Hatta işi daha da ileri götürerek, "Neler yok ki kasetlerde, çil çil akçeli kayıtlar bunlar. Hiç kimse seyirci kalmaz" diye de ipucu veresiymiş.

Evet Sayın Elitaş, Sayın Karayel ve diğerleri. Çiftçi sizden Haziran öncesi Şeker için açıklama bekliyor..