Fehmi Koru, Habertürk Gazetesi"ndeki köşesinde, Erdoğan"ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Ak Parti"nin trendini ancak Abdullah Gül"ün genel başkanlığında sürdürebileceğini, Başbakanın, "Seçilirsem terleyen bir cumhurbaşkanı olacağım" sözünün  de mevcut Anayasaya göre mümkün olmadığını belirterek, Erkler Ayrılığının sürmesi gerektiğini dile getiriyor.

Tabii Fehmi Koru"nun görüşleri olarak kabul edersek kıymet-i harbiyesi olmayabilir. Ancak bu görüşlerin Abdullah Gül"ün görüşleri olduğunu da Gül-Koru ilişkisini iyi bilen biri olarak kabul etmek gerekir.

Diğer yandan, Başbakanın sözcüsü gibi davranan, çıktığı tv programlarında, Recep Tayyip Erdoğan için göğsünü siper eden Abdulkadir Selvi, açık açık Yeni Şafak"ta Erdoğan"ın 10 Ağustos sonrası planında Abdullah Gül"ün bulunmadığını deklare ediyor ve "Gül partinin başına gelirse, Tayyip Erdoğan partideki hakimiyeti kaybeder" demeye getiriyor.

İşte böylesi bir dönem yaşıyor Kayseri..

Bir yandan Abdullah Gül"den vazgeçilmemesini isteyen kitle, diğer yandan "Aman Başbakana ters düşmeyelim" görüşünde olan kurmay heyeti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 17 Aralık"tan bu yana Kayseri"yi daha yakından izliyor.  Çünkü, 17 Aralık sürecinde Kayseri teşkilatları, hatta Mustafa Elitaş dışındaki milletvekillerinin süreç konusunda konuşmamayı tercih ettiklerini biliyor.

Ardından gündeme gelen Paralel Yapı konusunda da Kayseri çekimserliği tercih etti.

Siz duydunuz mu, bir tek isimden Paralel Yapı konusunda bir tek açıklama, bir tek demeç.

Tabii Sayın Bekir Yıldız"ın bir İsviçre Gazetesi"ne verdiği demeci saymazsak. O da Kayseri"dekiler görmez nasılsa diye düşünülerek söylenmiş sözlerden ibaret.

Ne olacak diye tetikte beklerken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, partisinin il divanı toplantısında bilmece gibi, bulmaca gibi bir konuşma yaptı. Paralelci olduğu gerekçesiyle görevden alınan İl eski Başkanı Ömer Dengiz"e övgüler dizdikten sonra, " "Cahit Bey başkanlığında yeni yönetim oluştu. Genel merkez onayladı. Onlarda görevden ayrılırken Ömer Başkanım gibi alnı dik olarak ayrılacaklar. Her zaman insanların aramıza gelmeye yüzü olsun. Allah bizi bu cemaatten ayırmasın. Genç kardeşlerimizi görünce mutlu oluyoruz. " dedi.

Şimdi buyrun bakalım çözün bu denklemi..

Özhaseki, Cemaat derken Sayın Özhaseki Fatullah Gülen  Cemaatini mi kastetti.  Zira yerel gazetelerden gördüğüm kadarıyla meslektaşlarımız bu sözleri böyle değerlendirdi.

Mutlaka, gazetelerde çıkan haberlerden sonra, birilerinin bu gazete ve yazıları derleyip toplayıp Başbakana illetiklerinden zerrece kuşkum yok.

Ama, satır arasını iyi okuduğunuzda Sayın Özhaseki"nin sanki o anda salonda bulunanları kastettiği ortaya çıkıyor ve kendisi de bunu diyecektir.

Yani siyaseten üzerinde çalışılmış bir cümle ile Sayın Özhaseki hem Hizmet hareketinin, hem Ömer dengiz"in gönlünü almak istedi. Ancak, parti genel merkezinin bu sözleri nasıl değerlendireceğini zaman ortaya koyacaktır.

Özetleyecek olursak, Adalet ve Kalkınma Partisi Kayseri Teşkilatları, Belediye Başkanları, İlçe başkanları Paralel Yapı konusunda Sayın Başbakan gibi düşünmediklerini, şimdiye kadar sessizlikleri ile ortaya koydular. 

Sadece bu kadar mı, siz 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarından sonra çıkıp da, "Bunların hepsi yalan ve düzmece" diyen bir Kayserili yetkili gördünüz mü.. 

Sükut İkrardan gelir. 

Ak Parti Genel Merkezinin bu iki olguyu böyle değerlendirdiğinden adım gibi eminim.

Ve Abdullah Gül konusunda da, önümüzdeki günlerde  önemli gelişmeler bekleyen biriyim. 

Zira Ak Parti"nin kapısını kırıp içeri giremezse Abdullah Gül, çok kısa zamanda, Türk  Siyasetinde etkili bir konuma gelecek bir siyasi yapılanma oluşturulması için düğımeye basabılır, ya da mevcutlardan birinin başına geçebilir.

Kısacası önümüzdeki dönemde,  siyaseten yine Kayseri odak olacak.