Müslümanlar için bin aydan daha bereketli olduğunu oruç tutarken sadece mide terbiyesi değil nefis terbiyesinin olması gerektiğini bir kez daha tekrar ederek bunların yanında Şükretmenin de önemine değinmek istiyorum.

İftar sofralarımız binbir çeşit yemekler tatlılar içecekler baş döndürüyor... İftarı açarken tek istediğimiz midemizi doldurmak olmasın. Karnımızı doyururken şükretmeyi unutmamamız gerekir. Ramazân-ı şerif oruç ayı olduğu gibi, aynı zamanda bir sabır ve şükür ayıdır.

Şöyle bir çevremize baktığımızda ne kadar çok nimete, güzelliğe sahip olduğumuzu kolayca görebilir, anlayabiliriz. İnsanlardan küçük bir şey aldığımızda bile ona teşekkür ederken, bunca güzelliği bize ihsan eden Yaratıcıya şükretmemek nankörlükten başka bir şey değildir.

Aldığımız her nefese uyandığımız her sabaha şükretmemiz lazım. Allah’a teşekkür etmek; o nimetleri doğrudan doğruya O’ndan bilmek, o nimetlerin kıymetini takdir etmek ve o nimetlere kendi ihtiyacını hissetmekle olur ancak.

Ramazan, irademizi rızık ve şükür ekseninde eğitir. Zengin fakir herkese acziyetini hatırlatarak kul olma noktasında eşitler bizi. Gaflet perdesi altında kendi kazancımız olduğunu zannettiğimiz, belki şükrünü ihmal ettiğimiz nimetlerin hakikî sahiplerinin biz olmadığımızı, ancak izin dairesinde elimizi uzatabileceğimizi hakka yakin olmayı öğreten bir Üstattır Ramazan. Şükrümün bol olduğun günlerimizin olması dileğiyle....