Medical Park Tarsus Hastanesi’nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Dönmez, güneş lekelerin oluşumunu engellemek için bilinçli bir şekilde güneşten korunmanın çok önemli olduğunu söyledi.
Uzm. Dr. Dönmez, güneşin tetiklemesiyle oluşan güneş lekelerinden en sık görülenleri anlattı. Melasma’nın deride güneş gören bölgelerde sonradan ortaya çıkan, kahverengi lekeler şeklinde kendini gösteren bir cilt hastalığı olduğunu kaydeden Dönmez, “Gebelikle oluşana kloasma adı verilir. Genellikle yüzün iki tarafı da etkilenir. En sık yanaklar, burun, alın ve dudak üstünde görülür. Melanosit denilen hücrelerin aşırı miktarda melanin üretmeleri sonucunda oluşur. Ailesel yatkınlık, güneş ışınları, gebelik, doğum kontrol hapı kullanımı ve kozmetik ürünler nedeniyle oluşabilir” dedi.
Diğer cilt hastalıklarıyla ilgili de bilgiler veren Uzm. Dr. Dönmez, “Lentigo, en sık yüz, boyun, göğüs, sırt, omuzlar ve el sırtı gibi güneşe maruz kalan bölgelerde görülen, çillerden çok daha büyük, yuvarlak veya oval şekilli, kahverengi veya siyah lekelerdir. Açık tenlilerde daha sık rastlanır. Akut güneş yanıklarından ve aşırı doz PUVA tedavisinden sonra ortaya çıkar. Çiller de başlıca güneş gören bölgelerde yerleşen 5-6 mm’lik düzensiz şekilli, kahverengi çok sayıda deri seviyesinde lezyonlar ile karakterizedir. Postinflamatuar hiperpigmentasyon problemi de koyu tenli hastalarda gözlemlediğimiz bir leke problemidir. Bu lekeler derinin uğradığı hasar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Özellikle akne, psöriasis, liken planus, atopik dermatit, kontakt dermatit gibi deri hastalıkları sonrasında oluşabilmektedir. İyileşmesi haftalar ve aylar sürebilir. İlaç tedavisine iyi cevap verir” ifadelerini kullandı.
Fitofotodermatit lekesinin derinin güneşe maruz kaldığı sırada limon, yabani maydanoz, kereviz, incir gibi belirli bitkilerle temas sonucu oluşan derideki renk değişikliği olduğunu kaydeden Dönmez, bu rahatsızlığın genellikle bahar ve yaz aylarında ve her yaşta oluşabildiğini belirtti.
"Güneş kremi en az 30 faktör olmalı"
Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Dönmez, güneş lekelerine karşı güneşten korunmanın önemine dikkat çekerken şu önerilerde bulundu:
“Güneş ışınlarından etkin bir korunma sağlamak için mutlaka güneş koruyucu kullanmak gerekir. Güneş koruyucuların yapısında kullanılan temel bileşenler, UV ışınının deri üzerindeki olumsuz etkilerinin engellenmesini sağlar. Güneş koruyucu kremler güneşe çıkmadan yarım saat öncesinde sürülmelidir. Her 2 saatte bir, ayrıca yüzdükten ve terledikten sonra tekrarlanmalıdır. Ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için özellikle saat 11.00-16.00 arasında dışarıda bulunmamak gerekir. SPF (Sun Protective Factor) yani güneşten koruyucu faktör diye ifade edilen koruma değerleri vardır. Kullanılan güneş kreminin hem UVB hem de UVA değerlerine karşı etkin ve yüksek koruması gerekmektedir. Koruma faktörünün en az 30 olması önem taşımaktadır. Kullanılan ürünün toksik olmaması ve kozmetik olarak kabul edilebilir olması önem taşımaktadır. Güneş kremi ile beraber geniş kenarlıklı şapkalar güneşten korunmanıza yardımcı olacaktır. Küçük yaştan itibaren çocuklarımızı güneşin zararlı etkilerine karşı bilinçlendirmeli ve güneş koruyucu alışkanlığı kazandırmalıyız” (İHA)