Anksiyete yani kaygı halinin yaygın olduğu bu hastalığın tedavisinde diş doktoru ve psikiyatristin eş zamanlı çalışmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Külür, "Hastalığın tedavisi, diş hasarının büyüklüğü ve muhtemel sebebine dayanarak diş doktoru tarafından hastaya uygun olarak belirleniyor. Kişiye özel hazırlanan, gece yatarken kullanılan şeffaf plaklar en sık uygulanan tedavi yöntemidir. Bu plakların kasları, dişleri ve çene eklemini koruyucu ve tedavi edici görevi vardır. Bu tedaviyi uygulayan doktorunun özel eğitim almış olması gerekiyor. Kişinin ağız içi muayenesi sonunda dişlerin yapısı, yanakta dişlerin oluşturduğu iz, dişlerin ilişkileri, yüz kasları ve çiğneme kasları detaylı olarak inceleniyor. Kişinin sorununa yönelik, herkese farklı kalınlık ve yapıda plak hazırlanıyor. Gece plakları, sadece dişleri korumaya yöneliktir. Ancak, bruksizme neden olan, kişinin iç dünyasında ya da yaşamındaki duygu bütünlüğünü bozan nedenlerin ortadan kaldırılması psikitatristin yardımıyla mümkündür. Çocuklar içinse, diş doktoruyla birlikte çocuk psikiyatristine başvurmak gerektiğini söylemeliyim” dedi.
Bruksizm hastalığının sosyolojik boyutunun ise modern toplumlarda erkeklerde, kırsalda ise kadınlarda daha sık rastlandığını ifade eden Külür, "Cinsiyet ayrımı gözetmeyen bu hastalığa modern toplumlarda erkeklerde, kırsalda ise kadınlarda daha sık rastlanıyor. Kırsal kesimde yaşayan kadınlarda duyguları bastırma, kendini ifade etmede zorlanma gibi durumlar hastalığın nedenlerinin başında geliyor. Son yıllarda çocuklarda da artış görülüyor. Çocukların da uyku sırasında dişlerini gıcırdattığı aileler tarafından söyleniyor” diye konuştu.
Yaşam koşulları içinde zorlanan, travmalar yaşayan ve yarış atı gibi baskı altında bulunan, 7-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 77'sinde diş gıcırdatma görüldüğünü kaydeden Diş Hekimi Emek Külür, "4-6 yaş çocuklarda yüzde 31'inde bu rahatsızlık görülüyor. Öyle ki, 3 yaşındaki çocuklara dahi plak kullandırılıyor. Eğer erken yaşlarda koruyucu tedaviler yapılmaz ise henüz büyüme-gelişmesi devam eden çocuklarda hem dişlerde hem de çene ekleminde kalıcı hasarlar oluşabiliyor" açıklamalarında bulundu. (İHA)