Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, gözde sürekli gözyaşı üretimi olduğunu belirterek, "Buradan anlaşıldığı gibi sadece ağladığımızda gözyaşı oluşmaz. Gözümüzün yapılarının (kornea, konjonktiva) sağlığını devam ettirebilmesi ve saydamlığını, kayganlığını koruyabilmesi için düzenli bir gözyaşı üretimi gerçekleşir. Gözkapağı içinde bulunan gözyaşı bezleri sayesinde üretilen gözyaşı sıvısı tüm göz yüzeyini temizleyip, kayganlık sağladıktan sonra göz kırpma hareketleri ile gözyaşı kanalına akmaktadır. Ancak gözyaşı kanalının herhangi bir bölümünde bir tıkanıklık meydana gelirse o zaman sürekli üretilmekte olan gözyaşı buruna akamaz ve göz kapaklarından dışarı akmaya başlar. Bu hastalarımızda sürekli sulanma, çapaklanma ve silme ihtiyacı şeklinde sorunlara yol açar" dedi.
Yeni doğan bebeklerin ise bazen bu kanal tam oluşmadan doğduğunu ifade eden Op.Dr. Atabay, "Çoğunlukla tıkanıklık kanalın buruna açılması gereken noktadadır ve bu bölgede kanal ince bir zar ile kapalıdır. Yeni doğan bebeklerde bu durumla sıklıkla karşılaşılır. Çoğu bebekte doğumda bu olay fark edilemez. Sadece bazı yeni doğanda burun ile göz arasında, burun üzerinde yumuşak bir şişlik olarak gözlemlenebilir. Ancak çoğu bebek doğum anında normalken yaklaşık 2-4. haftalarda gözde sürekli sulanma, çapaklanma ile kendini göstermeye başlar. Kese bölgesine basılmakla pürülan sıvı çıkışı görülebilir. Zamanla bu şikayetler artabilir ve genelde 1 yaşına kadar düzelen bir durumdur. İlk 1 yaş içine kanal rekanalize olursa ki bu yüzde 90 gibi yüksek bir orandır; şikayetler tamamen geçer. Ancak 1 yaşından sonra kanalın kendiliğinden açılma ihtimali oldukça azalmıştır ve tıbbi yardıma ihtiyaç vardır" açıklamalarında bulundu.
"Kanalın açılmasına yardımcı olmak için masaj yapılmalı"
İlk 1 yıl içinde kanalın açılmasının sıklıkla beklenen bir durum olduğunu kaydeden Op.Dr. Atabay, "Ancak bu süre içinde kanalın açılmasına yardımcı olmak gereklidir. Bunu masaj uygulaması ile yapabiliriz. Bu konuda özellikle anne yeterince bilgilendirilmeli ve masaj tekniği doğru anlatılmalıdır. Çoğunlukla görülen yanlış; hekim tarafından masaj tekniğinin yanlış anlatılması veya hasta tarafından tam olarak anlaşılamayıp yanlış teniklerin uygulanmasıdır. Masaj tekniği olarak bir noktadan bastırarak dairesel hareketler yapmak doğru değildir; faydası olabilir ancak yeterli doğru bir teknik değildir. Yapılması gereken hareket göz iç kısmındaki göz pınarı bölgesine küçük parmağımızı koyarak o taraf burun kanadına doğru yapılan yumuşak bir sıvazlamadır. Burun kenarına yaklaşıldığında kemik kanal nedeniyle masajın etkisi azalmaktadır. Çok bastırıp bebeğin canını acıtmaya gerek olmadığı gibi çok hafif yaparak da etkisiz kalmamalıyız. Bu hareket en azından günde 4 kez ve her seferinde 15 kez uygulanmalıdır. Ve uygulama öncesi eller çok iyi yıkanmalıdır" diye konuştu.
Çocuk 1 yaşına geldiğinde hala sulanma ve çapaklanma devam ediyorsa tıbbi müdahalenin düşünülmesi gerektiğine vurgu yapan Op.Dr. Atabay, "Özellikle 12- 18 ay arasında yapılacak basit bir girişim çok faydalı olacaktır. Bu sürede gerçekleştirilmeyen müdahalenin 2 yaşından sonraya geciktirilmesi fayda sağlamayacaktır. Bu nedenle kanal tıkanıklığı 1 yaşına kadar kendiliğinden düzelmemiş bir hastada mutlaka sondalama işlemi düşünülmelidir. Genel anestezi ( maske anestezisi) altında yapılan bir işlem olup yaklaşık 5-10 dakika sürmektedir. Eğer ilk uygulamada başarısız olunursa 2. bir sonda uygulaması daha yapılabilir. Sondalama işlemi tecrübeli ellerde çok başarılı olan bir işlemdir" ifadelerini kaydetti.
"Çocuklarda göz sulanması sadece gözyaşı kanalı bozuklularına bağlı meydana gelmez"
Op.Dr. Atabay, "Göz konjonktiviti, allerji, yabancı cisim olması, göz kapak bozuklukları, görme bozuklukları, glokom, katarakt, retina tabakası sorunlarına bağlı gözde aşırı sulanma meydana gelebilmektedir. Bu nedenle gözünde sulanma rahatsızlığı hissedilen bir yenidoğan olsun, bebek olsun, çocuk olsun mutlaka bir göz hastalıkları uzmanı muayenesinden geçmelidir. Ayrıntılı incelenip tanı ve tedavisi uygulanmalıdır" şeklinde konuştu. (İHA)