Halk tarafından doğru bilinen yanlış bir olgu da ‘imam nikahlı’ eşlerin yasal birbirlerine mirasçı olabilmeleridir.
Her ne kadar 'imam nikahlı yaşayıp resmi nikahın olmaması' eşler arasında sorun teşkil etmese de Türk hukukunda aranan şart 'resmi nikahtır. Dini nikah; eş adaylarının, 2 erkek veya 1 erkek 2 kadın şahitle birlikte din adamı huzurunda nikah kıymalarıdır.
Evlenmenin kurucu unsurları: Evlenecek kişilerin farklı cinsten olması, irade açıklamasının resmi memur önünde yapılması ve sözlü irade beyanıdır. Görüldüğü üzere dini nikah evlenmenin kurucu unsuru değildir. Türk Medeni Kanunu madde 143’te: Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir. Dini törenin yapılması eşler arasında isteğe bağlı bir durum olup kanunda zorunlu şart olarak sayılmamaktadır. Evlenme töreninin yapılması taraflara eş statüsü kazandırmaktadır. Yalnızca dini nikah yapan taraflar kanunen 'eş' statüsünde olmayacak kanunun eşlere tanıdığı haklardan yararlanamayacaklardır.
Türk Ceza Kanunu 230/5 ‘e göre: Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak, medeni nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. Resmi nikahın önemini kanun bir kere daha vurgulamıştır.
Yasal Mirasçılıkta miras bırakanın iradesine veya herhangi bir işlemine gerek duyulmaksızın, miras bırakanın ölümü halinde kanunen mirasçı olarak kabul edilen kişilerden söz edilir. Miras Hukukunda kimlerin 'Yasal Mirasçı' olacağı hususu sınırlı olarak belirtilmiştir. Ölen kişilerin mirasçılarının kim olacağı kanunda açık bir şekilde yazılmıştır. Bunlardan biri de sağ kalan eştir. Sağ kalan eşin mirasçı olması için resmi olarak nikah kıyılması gerekir. Resmi nikahı olmayan kişilerin ölüm halinde eşine yasal mirasçı olması kanunen mümkün değildir. Bu durumda eşlerin yasal miras hakkı doğmasa da ‘Yerleşik Yargıtay’ içtihatlarına göre tazminat isteme hakkı bulunmaktadır.
Ayrıca dini nikahlı eşler ölen eşinden hiçbir şey alamaz algısı da yanlıştır. Çünkü dini nikahlı eş her ne kadar yasal miras payını alamasa da atanmış mirasçı olabilir, eşi vasiyetname ile kendisine malvarlığını bırakabilir veya başka bir ölüme bağlı tasarruf yapabilir. Bu durumlarda imam nikahlı eş ölen eşinden kalan malların sahibi olur.
Son olarak, halk tarafından yanlış bilinen bu olgu eşlere her şeyi talep etme imkânı vermektedir. Yukarıda belirtildiği gibi dini nikahlı eş kanunen yasal mirasçı sayılamaz ve yasal miras payını talep edemez.