Hepsini sıralayamam ama şöyle örnek verebilirim: 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü, 5 Aralık Kadın Hakları Günü, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü… Uzayıp gider gitmesine de bu insanlar ve insanlık nereye gidiyor?

İnsanlık nereye gidiyor anlayamadım. Ama insanlar sırf gitmek için gidip, yapmak için yapıp, laf olsun torba dolsun deyip o günlerde gözümüze sokmak için geçiyor eyleme, sonrasını zaten sizlerde biliyorsunuz.

Maalesef bizlerde empati duygusu tam gelişemedi. Bencilleşmekten, herkesleşemedik bile…

Bir şeyi, insanların gözüne gözüne sokmayı çok severiz. Gel gelelim ki şunu unutuyoruz. Bu tarihler durduk yerde mi çıkmış? Hayır. Araştırın biraz neler göreceksiniz. Bir gün değil her günü anlamlı kılmak önemli farkındalık daha da önemli ve tüm bu bilinçli tarafımızı duyarlılığımızı yaşam biçimimizde harmanlamamız, bizi biz yapan vicdanımıza ve fikirlerimize sahip çıkmamız insanlığımız için gerekli.

Sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Haydi, düşünceleriniz dile gelsin. Duyarız elbette..

Benim düşüncemi sorarsanız?

Bir gün değil, her gün ezilenin, haksızlığa uğrayanların yanında olmalıyız. Ve “Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır” kelimesini yaşam modumuz olarak ayarlamalıyız. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın gibi körpe zihniyetlerden uzaklaşmalıyız. Kendini önce değiştir, sonrasında dünyan elbette değişir. Ayrıca şunu da söylemeden geçemezdim: Gelişmişliğini ve medeni düzeyini anlamak istiyorsan her kesimden her çeşit insanın konforlu yaşamına bak. Örneğin bir engelli vatandaşın yaşam konforu nasıldır? Yaşamını sürdürürken temel faaliyetlerini ne derecede gerçekleştirebiliyor? Aldığın cevaplar gerçekleri gözler önüne seriyor.

Son olarak diyorum ki; keşke Leylalar, Münevver Karabulutlar, Özge Can Aslanlar ölmeseydi. Bu dünyada kadın olmak zor olmasaydı! Soma’da onca can Maden Faciasında göçüp gitmeseydi. Çocuklarımıza tecavüz, taciz edilmeseydi de yaşarken bu hayatı daha yeni tanırken ölü kuşlar takılmasaydı kanatlarına! Tek insanlığımızı unutmasaydık da böyle günlere gerek bile kalmasaydı.

Hoşça Kal Sevgili Okur...