ERÜ İlahiyat Fakültesi Kıraat Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Fırat, 1990 yılında Hunat Camii’nde hatimle teravih namazı kıldırmaya başladı.
Kayseri’nin tarihi camii Hunat Camii’nde aralıksız 23 yıl hatimle teravih namazı kıldıran Fırat, ardından Ulu Camii de hatimle teravih namazı kıldırmaya başladı. Yavuz Fırat, 10 yıldır da burada cemaatine hatimle teravih namazı kıldırıyor.
Böyle bir vazifenin tarifinin kelimelerle ifade edilemeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz Fırat, “Hunat Camii’nde 23 yıl kesintisiz hatimle teravih namazı kıldırdım. Camii Kebir’de de 10 yıldır kıldırıyorum. Ancak 2 yıl pandemi nedeniyle ara vermiştik. Malum, Miladi ve Kameri takvimin gelişi aynı olmadığından dolayı 1990 yılından bu güne kadar 33 yıl geçmiş olsa da biz 35 Ramazan ayı yaşamış olduk. Dolayısıyla 23 yıl Hunat Camii’nde, 10 yıl da Camii Kebir’de bu vazifeyi icra ettim. Ömrüm yettikçe de bu vazifeyi yerine getirmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Yavuz Fırat, “Fakülteyi bitirdikten sonra, askerliğimin ardından 1986 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi’ne atandım. 4 yıl kadar İstanbul’da bulundum. O sırada hem camide görev yaptım hem de yüksek lisansımı tamamladım. 1990 yılında mezun olduğum ilahiyat fakültesine öğretim görevlisi olarak atandım. Dönemin Kayseri İl Müftü Vekili Necmettin Nursaçan ile görüştüm. Benim Hunat Camii’nde hatimle teravih namazı kıldırmamı istedi. Teklifini kabul ettim ve başladım. O tarihten itibaren kesintisiz 23 yıl boyunca Hunat Camii’nde hatimle teravih namazı kıldırmayı Allah bana lütfetti. Daha sonra müftüler değişti. Dönemin müftüsüne Hunat Camii’nde yıllardır hatimle teravih namazı kıldırdığımı söylemişler. Hocamız biraz da Cami Kebir’de kıldırmamı talep etti. 8 yıldır aralıksız cemaatimle burada da teravih namazlarını hatim ile kıldırmayı Allah bana nasip etti. Tabi araya pandemi süreci girdi. Sadece 2 sene ara vermek zorunda kaldım. Şükürler olsun ki bu 2 güzide camii de de 33 yıldır hatimle teravih namazı kıldırmak bana nasip oldu” ifadelerini kullandı.
Hatimle namaz kıldırdığı camilerin önemli ibadet yerleri olduğunu belirten Fırat, “Kayseri’nin büyük camilerinde böyle bir vazifeyi icra etmek Allah’ın lütfundan başka bir şey değil. Cenab-ı Hak son nefesimize kadar da bu vazifeyi icra etmeyi bizlere müyesser eylesin. Gücümüzü, imkânımızı elimizden almasın. Bu toprakları, kadim mekânları korusun; düşmanların eline bırakmasın” dedi.