Daha çok motorlu taşıt kazaları sonrasında, bazen de spor müsabakalarında görülen, boynun ileri ve geri sert hareketlerinden sonra ortaya çıkan ‘kamçı yaralanmaları’nı bir çeşit servikal yumuşak doku yaralanması olarak tanımlayan Dr. Gökoğlu, ileri derece hasarlarda ya da tedaviye geç kalınan durumlarda omurilikte geçici ya da kalıcı hasarların ortaya çıkabileceğini ifade etti.

Daha çok kadınlarda görülen söz konusu yaralanmaların, fiziksel güç gerektiren işlerde çalışanlarda az görüldüğünü kaydeden Dr. Gökoğlu, “Araç kazalarında akselerasyon, deselarasyon dediğimiz ani ivmelenmeden sonra boyun bölgesinde ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı gibi bulgular erken dönem bulgularıdır. Daha geç durumda ortaya çıkan bulgular ise, omuriliğin yaralanması ya da omurilik içinde gelişen mikro kanamalar sonrasında hematom dediğimiz bulgular ortaya çıkabiliyor. Geç dönem bulgularında da omurilikte hasarlar ortaya çıkabiliyor. Bu durumda vücutta uyuşmalar, uzuvlarda kuvvetsizlik, idrar kaçırma, idrar ve gaita tutamama, dengesizlik görülebilir. Bu tür durumlar ihmale gelmeyen, erken tanı konulduğunda hastalarımızı daha kötü durumlardan koruyacak olanaklar sağlamaktadır” diye konuştu.

Sinsice ilerleyen diyabet, birçok organı etkiliyor! Sinsice ilerleyen diyabet, birçok organı etkiliyor!

Hastalıkta erken tanının önemine değinen Dr. Gökoğlu, söz konusu yaralanmalarda cerrahi ve fizik tedaviye dönük iki tür tedavinin uygulandığını söyledi. Dr. Gökoğlu, “Öncelikle travma neticesinde hastalığa yol açan anatomik bozuklukların değerlendirilmesi; kas yırtıklarının, ligament yırtıklarının doğru teşhis edilmesi MR ile omurilikte hasarın varlığının, yokluğunun değerlendirilmesi ve bu bozukluklar için düzeltici; cerrahi ya da konservatif işlemlerin gerçekleştirilmesi, eğer hastada kuvvet kayıpları ve benzeri durumlar gelişmişse fizik tedavi modalitelerinin kullanılarak bunların en aza indirilmesi süreçleri takip edilmektedir” ifadelerini kullandı. [İHA]