Pandemi sürecinin etkisi ile E-ticaret en iyi devrini yaşıyor, bu şüphesiz bir gerçek. E-ticaretin artması, beraberinde kargo şirketlerinin de yükünü arttırdı. Evden çıkmasak bile kapı kapı dolaşan kargo şirketleri hizmet verebilmek için büyük fedakârlıklar yapıyor. Fedakârlık yapıyor yapmasına da, yaparken hem kendi sağlığını, hem de kapı kapı dolaştığı vatandaşın sağlığını riske atıyor. Üstelik önlerinde kargo şirketlerinin geçirmiş olduğu karantina süreçleri örneği olmasına rağmen, riske atmaya da devam ediyor.
Daha bugün kendi gözlerimle gördüğüm gerçekleri size aktarıyorum. Kayseri’nin kargo şirketlerinden biri… Bizzat şubede… Çalışanların hiçbiri maske, eldiven, dezenfektan kullanmıyor. Bütün kargolar pasağın pisliğin içinde. Çıplak elle araçlardan indiriliyor, çıplak elle yerlere atılıyor ve yine çıplak elle araçlara yükleniyor. Tedbirsizlik had safhada geziyor. Daha çok değil, bundan tam iki hafta önce, Türkiye çapında dağıtım yapan başka bir kargo şirketinin, Kayseri şubesinde çalışan 10 kişinin yapılan Covid-19 testi pozitif çıktı. Çalışan 10 kişinin testinin pozitif çıkmasının ardından, kargo şubesinde çalışan diğer 50 kişinin kontrol amaçlı karantina altına alındığı bildirildi. Yapmayın be! O çıplak elle hem kargo indirip, hem yemek yiyip, hem kullandığınız bilgisayara dokunmayın. Sonra “Neden bize potansiyel virüs taşıyıcısı gibi davranılıyor?” diyorlar. Bir kuryeden virüsün yayılım oranını hesaplamak çok zor olmasa gerek… Çözüm ne mi? Çözüm elbette onlara sadece maske ve eldiven dağıtmak değil. Türkiye’de ve tabii ki Kayseri’de çalışanı suçlamak en basit iştir. Biz ülkece bütün önlemleri almışızdır(!), her desteği sağlamış, her çalışanın sağlığını güvenceye almışızdır(!) ama çalışan suçludur! Üzgünüm ki öyle bir dünya yok. Öyle bir Türkiye yok!
Gerekirse hükümet ve vatandaş el ele vererek, kargo şirketlerinin yoğunluğu azaltılmalı. Kargo şirket çalışanları ve ailelerinin güvenli, sağlıklı bir ortamda yaşamlarına devam ettirilmesi gerekmekte. Çünkü onlar virüsü sadece bizlere değil, kendi ailelerine de taşıyabilme riskini taşıyorlar. Gelişmiş ya da gelişmeye yakın bir toplum olmak istiyorsak kriz anlarının yönetiminde de etkili çözümler sunmalıyız. Kimseye giyim, mobilya vb. ürünleri internetten alma diyemeyiz! Böylesi bir çağda insanlara bu kısıtlamanın getirilmesi son derece gericilik olur. Sistem değişmeli. Ve bana sorarsanız, öncelikle etkileşim ağı en fazla olan sektörlerde tedbirleri arttırmalıyız. Nasıl ki devlet, idari personelleri için birçok ayrıcalık gösterebiliyor, aynısını kargo şirket ve çalışanları için de yapmalı. Vatandaşa en çok nüfuz eden bir sektör için de elini taşın altına koymalı.
Kayseri’de bazı iş merkezlerinin uyguladığı tedbirler hoşuma gidiyor. Kargo şirketleri yukarı katlara çıkamıyor ve gelen kargolar aşağıda dezenfekte ediliyor. İş merkezine maskesiz girmekte yasak. Ben böyle bir iş merkezinde çalıştığım için kendimi şanslı da hissetsem, aklımın diğer bir köşesinde buna imkânı olmayan iş yerleri ve vatandaşlar geliyor. Bu konuda güven duyduğum ve içimin rahat ettiği sadece bir kargo şirketi var. Onların da koca bir Kayseri’ye tek başlarına hizmet verebilme gibi bir imkânları yok.
Siz siz olun, tedbirsizlik karşısında yetkililerle iletişime geçin. Hem kendi sağlığınız, hem de yakınlarınızın sağlığı için tedbiri elden bırakmayın. Bırakanları da ihbar edin.
Tedbirli günler dilerim.