İnsanlık öldü, yaşıyorum diyebilen kalmadı.
Herkes kaybetti, ölüm kazandı.
Bu kez de canımızı Beyrut yaktı. Bombalar, silahlar, nükleer santraller… Dünyayı savaşa hazırlayan her bir olguda, canlıları yok etmek isteyen anlayış çıkıyor karşımıza. Beyrut... Doğu’nun Paris’i! Dünyanın neresinde olursa olsun acının resmi.
100 kişinin yaşamını yitirdiği ve 4 bin insanın yaralandığı patlama son yılların en korkunç felaketlerinden biri. Lübnan Beyrut Limanında bulunan 2 bin 750 ton ağırlığındaki amonyum nitrat maddesi nükleer bomba gibi patladı. Beyrut bir kere daha cehennemi yaşadı! Patlamanın nasıl gerçekleştiğine dair farklı açıklamalar var. Lübnan Emniyeti, söz konusu patlayıcı maddenin daha önce düzenlenen bir operasyonda ele geçirildiğini bildirdi. Yerel medyaya konuşan Lübnanlı bir güvenlik yetkilisi, “ele geçirilmiş 2750 ton amonyum nitratın, tutulduğu depoda, küçük bir açıklığın kapatılması için yapılan kaynak işlemi sırasında patladığını” söyledi.İsrailli askeri yetkililer patlamayı üstlenmezken, DEAŞ onlarca insanın öldüğü patlamayı kendilerinin düzenlediğini öne sürdü. Öte yandan Beyrut Limanındaki depoda 2013’ten bu yana unutulmuş/tutulmuş/terk edilmiş durumdaki 2 bin 750 ton amonyum nitratın bir şekilde patlayarak şehri imha etmiş olması devlet yetkilileri tarafınca kabul edilemez bir ihmalkârlık olarak nitelendiriliyor. Bu patlamanın ihmal mi saldırı mı olduğu henüz belli olmamakla birlikte kafaları epey karıştırdı. Farklı bir kaynağa göre ise Beyrut Limanı yok olunca bölgenin liman merkezi İsrail’in Hayfa Limanı oldu.
Lübnan’daki ekonomik kriz bir yana dursun, patlama tesadüf gibi görünse dahi birilerinin ekmeğine yağ sürüldüğü de gerçek. Patlamanın nedeni her ne olursa olsun kasıtlı ya da ihmal kaynaklı, masum insanların ölmesini isteyen hiçbir düşünce, ideoloji ya da din doğru değildir. Buna benzer ne de çok acı var, ne de çok zalim var. Sahip olamadığımız şeyleri mahvetmek ne yazık ki insanlık kisvesinin doğasında var! Her seferinde ateş düştüğü yeri yakıyor. Fakat bu gibi durumlarda aklıma hep o meşhur dizeler geliyor;
“Nerede bir can ölse,
Oralı olur yüreğim.
Olmalı zaten,
Olmazsa insan olmaz yüreğim.”
Geçmiş olsun Beyrut…