Mustafa Çelik siyasi anlamda yeni ve genç bir isim olması nedeniyle bu gelişme kimileri için sürpriz oldu. Gerçi daha başkan olmadan önce gazeteciler arasında ve siyasi kulislerde adı yeni başkan olarak geçiyordu. Ama yine de kendisinden daha yaşlı ve tecrübeli iki adayı geçmesi gerekiyordu. Bekir Yıldız ve Memduh Büyükkılıç. Nitekim bu isimleri de geride bırakarak Büyükşelir Belediye Başkanlığı makamına geldi. Kendisine, sevenlerine ve Kayseri’mize hayırlı uğurlu olsun. 

Mustafa Çelik, önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak siyasi tabloda uzun yıllar boyunca yer almak gibi bir imkana sahip oldu. Şayet önümüzdeki yıllarda siyasi konjonktür şu ana kadarkine benzer bir şekilde seyrederse, Mustafa Çelik iki veya üç dönem belediye başkanlığı koltuğunda oturabilir. Nereden baksanız önümüzdeki on ila yirmi yıldan bahsediyoruz. Ardından da böyle bir siyasi kariyerin sonucu olarak milletvekilliği.

Siyasi kariyere neredeyse başlar başlamaz böyle bir gelecek ufkuyla karşılaşmak herkese nasip olacak bir şey değil. Bayrağı devraldığı Mehmet Özhaseki’ye ve şehri bu günkü durumuna getiren eski belediye başkanlarına çok şey borçlu olduğunu unutmaması gerekir.

Elbette akıl vermek kabilinden değil söylediklerimiz. Ama ucundan kıyısından da olsa burada belirttiğimiz hususları dikkate alacak olursa bundan hem şehir hem kendisi kazançlı çıkacaktır. Bizim söylediklerimizin pek bir önemi de yok. Çünkü kimin söylediği hiç önemli değil. Aklın yolu bir kabilinden sözler bunlar.

Mustafa Çelik’in devraldığı belediyeyi aldığı yerden çok daha ileriye taşımak ve siyasi geleceğini doruğa taşımak için, belediye başkanlığı süresince, eş dost çevre kıskacına girip, rantiyecilerin önünü açmaya tevessül etmeyecektir. Şehrimizi gelecek kuşaklara taşırken, modern şehirciliğin ulaştığı noktaları her yönden inceleyerek gelecek vizyonunu ona göre kuracaktır. Şehir hayatının sadece alt yapı, kaldırım, imar faaliyetlerinden ibaret olmadığını elbette göz önünde bulunduracaktır.

Mesela, Kayseri’nin Bizans, Selçuklu ve Osmanlı miraslarını hem mimari, hem kültürel açıdan taşıyan bir şehir olduğunu görmezden gelinmemeli. Özellikle, Selçuklu ve Osmanlı dönemi Kayseri’sinden günümüze kalan mimari değerler üzerine çalışmalar sürdürülürken, ilim, kültür ve sanat alanında da Kayseri’nin eski parlak günlerine yeniden dönmesi ve yalnızca ticaretle, pastırma ve sucukla anılır olmasına bir çare bulmak gerekli. Bunun için yapılacak çalışmalar üç aşağı beş yukarı bellidir. Ama bu tür çalışmaların nitelikli ve kalıcı olabilmesi için bu konuda gerçekten uzman insanlara danışmakta fayda olduğu unutulmamalı. Çünkü bu şehirde geçmiş adına giden ne varsa bir daha asla geri gelmiyor ve yeni gelen de eskinin yerini asla doldurmuyor. 

Belediye başkanları şehirde hizmet adına yaptıkları tahrifatla değil, tıpkı bir duvar örer gibi, kaldırım döşer gibi, şehir hayatının gereği olan diğer unsurları da oya gibi örerek gelecek nesillerce iyi yad edilebilirler. Bu tür makamlar kısa günün kârını gözetmeye uygun değildir. O yüzden iyi ve doğru bir başlangıç yapmak, eser yarıda kalsa bile hayırla yadedilecek işlerin temeli atmak anlamına gelir. 

Bu satırlar dediğim gibi, bir yandan aklın yolu bir dedikleri kabilden, diğer yandan da yaşadığımız şehir adına şahsi temennilerimizdir. 

Umuyor ve bekliyoruz ki, Mustafa Çelik, devraldığı görevle birlikte devraldığı şehri, geçmişinden bağını koparmadan geleceğe taşıyacak hizmetler yapar. Kendisinden öncekilerin varsa tespit edebildiği yanlışlarına düşmez. Temeli atılan iyi ve hayırlı hizmetleri de yanına kendi projelerini ekleyerek devam ettirir. Vesselam…