“Ne bileyim ben” dediğinizi duyar gibiyim.

O halde söylüyorum hemen. 27 Aralık İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un 82. Ölüm yıldönümü ve Mustafa Kemal Atatürk’ ün Ankara’ ya gelişinin 99.yıldönümü…

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

“Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!” temennisinde bulunan Türkiye yokluk içindeyken, sırtında paltosu yokken kazandığı İstiklal Marşı ödülünü almayan İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u saygıyla anarken, Milli Mücadelenin dönüm noktası olan Heyet-i Temsiliye ile Atatürk'ümüzün Ankara'ya gelişi kutlu olsun.

Ve sizleri Mehmet Akif'ten seçmelerle baş başa bırakırken, bugünkü köşeminde sonuna yaklaştık.

“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, topIu vurdukça yürekIer onu top sindiremez.”

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem ;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım!
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.”

“Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
.........
Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha:
Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha!"

Hoşça kal Sevgili Okur...