26 Şubat’ta Palu ilçesine bağlı Kayaönü yakınındaki Bedri Aydın’a ait krom madeninde göçük meydana geldi. Gerçekleşen göçük kazası sonrasında işçilerden biri kendi imkânlarıyla göçük altından kurtuldu. Maden ocağının sahibi Bedri Aydın’ın oğlu Zülfü Aydın ile Ahmet Çelik ve Yunus Yaral ekiplerin çalışması sonucunda kurtuldu. Yaralanan 3 işçi tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldı. İşçilerin tedavisi sürerken kaza hakkında ihmal iddiaları gündeme gelmeye başladı.

Maden Elazığ (1)

‘Kaçış Yolu Olsaydı Kimsenin Burnu Kanamadan Kurtulacaklardı’

 Palu ilçesinde krom madeninde yaşanan kazayı değerlendiren Eski Elazığ Maden Mühendisleri Odası İl Temsilcisi ve maden mühendisi Mehmet Rojbin Bingöl ihmaller olduğunu ifade etti.

Bingöl, “Göründüğü kadarıyla birinci kaçış yapılmış ama ikinci kaçış yolu yapılmamış. Şayet ikinci kaçış yapılmış olsaydı kimsenin burnu kanamadan kurtulacaklardı” dedi.

‘Birinci Kaçış Yapılmış Ama İkinci Kaçış Yolu Yapılmamış’

Mehmet Rojbin Bingöl, yaşanan göçük olayı hakkındaki iddialarını sürdürdü.

Bingöl, “Bu ocakta yaklaşık 1,5 yıl önce işletmeye geçilmiş. Daha önce arama yapılmış, sonradan işletmeye geçilmiş. Üretim esnasında galeri sürme yöntemiyle faaliyetlerini devam ettiriyor. Tahkimat sistemi uygulanmış. Sahadan yapılan incelemeler, diğer meslektaşlarımızdan almış olduğumuz bilgilere dayanarak ve bizim gözlemlerimize göre ocakta ilerleme yapılıyor, tahkimat yapılıyor ve çok büyük ihtimalle bunlar cevhere ulaştılar. Kromu almak için ani bir manevrayla bir an önce madeni çıkartmak için söküm yaptılar. Bunun yaparken göründüğü kadarıyla birinci kaçış yapılmış ama ikinci kaçış yolu yapılmamış. Şayet ikinci kaçış yapılmış olsaydı kimsenin burnu kanamadan kurtulacaklardı. Tahkimatın üstüne teker dediğimiz destekleyici materyaller büyük ihtimalle kullanılmamış. Kütlenin düşüşü ve kazanın oluşu onu gösteriyor. Galeride bir ihmal var. Tek sevindirici taraf hafif yaralanmayla olayı kapatmamız” şeklinde konuştu.

‘Muhakkak Mühendislik Hizmeti Alınması Gerekiyor’

Mehmet Rojbin Bingöl, Elazığ’da 200’ün üzerinde maden ocağı olduğunu vurguladı.

Bingöl, “Buradan yola çıkarak şu noktaya varmamız gerekiyor; Elazığ bölgesi madenciliğin yoğun olduğu bir şehir. Buralarda sıkı denetimler ve mühendislik hizmetleri verilmesi şartıyla bu kazaların hepsinin önüne geçilebilir. Madencilik faaliyetleri yürütülürken muhakkak mühendislik hizmeti alınması gerekiyor. Diploma kiralamasıyla, yani mühendisin diplomasını alıp göstermelik koyup, ‘sen otur, sana şu kadar maaş veririz’ şeklinde değil, bir mühendisin o ocağın sürekli başında olması, ocağın denetlenmesi ve kontrol etmesi gerekiyor ki bu tür kazaların önüne geçebilelim” dedi

‘yanlış ilerleme ve madencilik tekniklerinden dolayı kazalar meydana geliyor’

Bingöl sözlerinin devamında, “Kayaönü bölgesindeki kazaların olmasının tek sebebi metalik madenin zenginleştiği bir bölgedir. İlerleme yapılırken cevhere varıldığında bir an önce onu alma peşinde olup hemen üretime geçiyorlar. Kazanın yaşandığı ocakta cevhere ulaşılmış, güzel bir damar kalınlığı yakalanmış. Emniyet önlemleri alınmış olsa sıkı, doğru bir tahkimat yapılmış olsaydı göçme meydana gelmeyecek, bu kaza önlenecekti. Yer altı hareket halindedir. Boşluklar olabilir. Jeolojik verilerden yararlanmayıp yanlış bir kazı ve ilerleme yöntemi ile maalesef göçükler oluşuyor ve bu göçükler ölümcül kazalara sebep olabiliyor. O bölgedeki kazaların sebebi budur. Coğrafyayı, topoğrafyayı okumamamızdan dolayı yanlış ilerleme ve madencilik tekniklerinden dolayı kazalar meydana geliyor” diye konuştu.

Maden Kazası

Daha Önce Ölümler Yaşandı

 Köyde daha önce yaşanan kazalarda işçi ölümlerinin gerçekleşmesi akıllara gelirken, kaza 2021 ile 2023 yıllarında farklı maden ocaklarında yaşandı. 2021'de krom çıkarılan özel bir maden ocağında çalışan kuzenler Salih Yıldırım (29) ile Adem Yıldız (30), asansör olarak kullanılan vagondaki demirin kopması sonucu 25 metreden düşerek yaşamını yitirdi. 2023'te ise yine farklı bir krom madeninde yaşanan patlama sonucu göçük altında kalan 2 işçiden Remzi Tahtacı yaşamını yitirdi.

Kaynak: DHA