Ramazan ruh ve beden sağlığı için önemli bir dönem olduğunu kaydeden Diyetisyen İsmail Savur, “Oruç tutarken diğer zamanların aksine yeme-içme davranışlarımız da bazı özel değişiklikler yapmamız bu dönemin bizim için sağlıklı geçmesine imkan verecektir. Aksi halde yapılacak beslenme yanlışları neticesinde bu ayın sağlığımıza vereceği katkılardan yararlanmak yerine rahatsızlık verici sağlık sorunları yaşayabiliriz” dedi.
Ramazan'da sıklıkla görülen sorunları aktaran Savur, “Ramazan ayında yaşanan en önemli rahatsızlıklardan birisi de sindirim sorunlarıdır ki bunları, kabızlık, şişkinlik, gaz, bulantı, karın krampları ve mide ağrıları şeklinde sıralayabiliriz. Bağırsaklar vücudumuzun en aktif organlarından birisidir ve yaşanan bu sindirim sorunlarının çözüm merkezidir. Ramazan ayında bağırsak sağlığına iyi gelen beslenme hamleleri yapmak bu sorunları ortadan kaldıracaktır” ifadelerini kullandı.
10 adımda yaşanan sorunların çözülebileceğini kaydeden Savur’un tavsiyeleri ise şöyle:
“Yeterli Su İçin: Yaz aylarında tutulan oruçlarda iftarla sahur arası yaklaşık 6-7 saattir. İftarda yoğun yenilen yemek sonrası mide hacminin dolması sonucu yeterince su içilememektedir. İftarla sahur arası en az 2,5 litre yani 10 bardak su içilmelidir.
Hareket Edin: Birçoğumuz iftardan sonra hareket etmek yerine dinlenmeyi hatta uyumayı tercih ediyor. Bu çok yanlış bir davranıştır. Her gün iftardan sonra az da olsa yürümek bağırsak aktivitesi için önemlidir.
Aşırı Tüketimden Kaçının: İftara bir kase çorba ile başlayın. 10 dakika ara verip kan şekeri dengesini sağladıktan sonra hafif yemeklerle devam edin. Miktarda aşırıya kaçmayın.
Yemek Yeme Hızınızı Azaltın: İftarda yemeğinizi yavaş yavaş yiyin. Mide ve bağırsaklarınıza aniden yük yüklemeyin.
Probiyotik Kaynağı Besinler Tüketin: Faydalı bakteriler olarak bilinen probiyotikler bağırsak sağlığı ve aktivitesi için önemlidir. Probiyotikler yaşanan bütün sindirim sorunlarına deva olacak potansiyele sahiptir. Yoğurt, kefir ve evde yapılmış salatalık turşusu en iyi probiyotik kaynaklarıdır. Ayrıca haricen probiyotik takviyesi almanız da yerinde olacaktır.
Tam Tahılları Tüketin: Pirinç, beyaz ekmek ve patates gibi bağırsak sağlığına fayda sağlamayan, kabızlık ve şişkinlik yapan besinler yerine bulguru ve tam tahıllı ekmekleri tüketin.
Bol Sebze-Meyve Tüketin: Bütün meyve ve sebzeler posa yönünden zengindir. Posa hem bağırsak hareketini artırır, hem de probiyotiklerin besin kaynağını oluşturur.
Bitkisel Çaylardan Yararlanın: Papatya, zencefil, rezene ve nane çayları bağırsakları çalıştıran bitki çaylarıdır. İftardan bir saat sonrasında herhangi biri içilebilir.
Fazla Miktarda Çay-Kahve-Soda Tüketmeyin: Bu içeceklerin sıvı tüketimine katkıda bulunduğu zannedilmektedir. Oysaki bunlar vücuttan su atımını artırır.
Sağlıklı Yağ Kaynaklarını Tüketin: İftarda veya sahurda ceviz, badem, fındık gibi sağlıklı yağ içeren, bağırsak hareketlerini artıran besinlerden aşırıya kaçmadan tüketin.”
“Midenizi bayrama hazırlayın”
“Oruç sonrası normal beslenme alışkanlığına geçiş başlangıçta yadırganabilir” diyen Savur, “Bu da bazen düzensiz bazen de aşırı yemek yemeye neden olur. Bayram ikramlarının çoğunlukla şeker, karbonhidrat ve yağ içeriği yüksek olan tatlı ve hamur işleri olduğu düşünülürse dengeli beslenme daha da zorlaşabilir. Sindirim sistemi sorunlarının bayramlarda daha sıklaştığı unutulmamalıdır” dedi.
“Sağlıklı bir sabah kahvaltısı en değerli öğündür” ifadelerini kullanan Savur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oruç günlerinden kalan alışkanlıkla sabah kahvaltısını atlamayın. Böylelikle yeni güne daha canlı başlarsınız ve daha geç bir saatte daha çok miktarda yemek istemezsiniz. Bayramda öğünlerinizin düzenli olmasına dikkat edin, ama porsiyonlarınız çok büyük olmasın. Bayram lezzetlerinin tadına bakmak önemlidir ancak bir gün içerisinde yiyeceğiniz miktarı sınırlamak gerekir. Özellikle arka arkaya yapılan bayram ziyaretlerinde sunulan her şeyi bitirmek zorunda hissetmeyin. Çay, kahve, konsantre ve gazlı içecekleri de ölçülü tüketmek gerekir. Bol su içmeyi ihmal edilmemeli. Oruç yorgunluğunu atmak için bayramda bol bol dinlenilmesi gerekir.” (İHA)
