Kapadokya bölgesi doğal güzellikleriyle ödüle doymuyor! Kapadokya bölgesi doğal güzellikleriyle ödüle doymuyor!

Antalya'nın tarihi kent merkezi Kaleiçi'nde yer alan ve Selçukluların fethi sonrası kiliseden camiye dönüştürülen Şehzade Korkut Cami’nin tarihi ve restorasyon süreci kitap oldu. Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından “Antalya Şehzade Korkut Cami Bir Vakıf Yapısında Korumacılık” adıyla hazırlanan kitabı Vali Ersin Yazıcı’ya takdim eden Vakıflar Bölge Müdürü Lütfü Karabacak, kitabın içeriği hakkında bilgi verdi.

"Büyük mutluluk"
Yapının Antalya'nın fethinden sonra ilk Selçuklu İslam eserlerinden biri olduğunu aktaran Vali Yazıcı; “Kültürümüzün bir parçası olan Şehzade Korkut Cami’sini yeniden ayağa kaldırmak bizim için büyük mutluluk. Ecdadımızdan bize miras kalan Şehzade Korkut Camisi gibi eserlerimizi en güzel şekilde restore ederek halkımıza sunmaya devam edeceğiz. Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’müzde fethin sembolü olan bu camimizin tarihi ve restorasyonu ile ilgili hazırladıkları kitabı bizlere tanıttılar ” şeklinde konuştu.
Antalya Vakıflar Bölge Müdürü Karabacak ise, hazırladıkları kitap ile Şehzade Korkut Cami’sinin geçmiş ve günümüz arasında bir bağ kurarak son yaşanmışlıklarına bir pencere açmayı düşündüklerini ifade etti.

Caminin tarihi
Kaleiçi Hesapçı Sokak'ta bulunan ve Milattan Sonra 6. yüzyılda Roma tapınağı olarak inşa edilen yapı, Bizanslılar döneminde bazilikaya çevrildi. Selçukluların Antalya'yı fethinden sonra yapıya Camii Cedid (Yeni Cami) adı verildi. Osmanlı döneminde 2. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un Teke Sancakbeyliği'ne atanması sonrasında onarılan cami, "Şehzade Korkut Camisi" adını aldı. Şehzade Korkut'un talimatıyla camiye minare ekletildi.
Cami, 1895'de çıkan yangında büyük hasar gördü. Minaresinin ahşap külah kısmının yanması sonucu cami, halk arasında "Kesik Minare" olarak anılmaya başladı.
Yapı 1970'te kısmen restorasyon geçirdi, etrafı demir parmaklıklarla çevrildi. Aradan geçen sürede restore edilmesi istense de bazı sivil toplum kuruluşlarının buranın cami yerine arkeoloji parkı olarak kullanılması yönündeki başvurusu üzerine açılan dava nedeniyle restorasyon çalışmalarına başlanamamıştı.