“Baktığımız zaman kapkaranlık bir gökyüzüne gece binlerce yıldız var. Yahu evren ne kadar da büyük diyorum. Ve bu kocaman evrende ben yalnızım ve birazcık da önemsizim. Sadece ben de hissetmedim. Tarihin en başından o insanlar kapkaranlık gecelerde gökyüzündeki o yıldızlara bakınca onlarda öyle hissettiler. Bir de küçük bir evrenimiz var: Aile. Çoğu zaman anne ve babamızın bize bakışından biz kendimizi tanımlarız. Yani, onlar bize güzel bakıyorlarsa güzel görürüz. Bizi ne zaman küçümserlerse biz de kendimizi öyle görmeye başlarız. Yani büyük ve küçük evrendeki yaralarımız bir yerlerde hep kendini devam ettiriyor. O yaralarla baş etmek için insan tarih boyunca bir sürü yol bulmuş. Ama günümüzün insanı en ilginç ve ona en çok zarar veren yöntemi tercih ediyor. Bir şeyler satın alarak içindeki değersizliği halletmeye çalışıyor.

Her insanın güzel bir hikâyeye ihtiyacı var. Ama biz bir hikâye yazmak ya da yaşamak yerine bolca defterler satın alıyoruz. İnsanın arzuları var. Dünyayı keşfetmek istiyor, özgüvenli olmak istiyor. Bunlarda kolay değil. Ve insanın bu arzularının ve eksikliklerinin farkında olan sistem, çok kolay bir yöntem sunuyor sana. Diyor ki; bu kocaman saati ya da telefonu alırsan çevrendeki insanlar sana saygı duyacak. Önemseneceksin…. Çok güzel kalemler alıyorsun çalışkan olmak için. Ama ne oluyor biliyor musun?

Sen bunu yapmaya devam ettikçe bir süre öyle hissediyorsun. Evet, ben farklıyım diyorsun. Sonrasında ne oluyor biliyor musun? Yavaş yavaş o düşüncelerde geçiyor sen yeni bir şeyler alana kadar. Asıl yarana merhem sürmeden günü kurtarmaya çalışmak bu olsa gerek. Kendinle kendinin mücadelesi devam ederken insan durup düşünmeli şu kadar kısacık bir zaman dilimi var. Hayallerini gerçekleştirebilmen için. Bu kadarcık hayatı düşündüğün zaman tekrar sormak istiyorum sana. Gerçekten neye ihtiyacın var?”

Beyhan Budak’ın konuşmasından bir kesit.

Yanisi şu: Sen değiş, dünyan değişsin. O satın aldığın şey mutluluk değil! İnsan sonradan anlıyor mutluluğun yazılan, yapılan ya da satın alınan bir şey olmadığını. Yaşamalı mutluluğu çokça istercesine.