Aslında animasyon pek izlemezdim ama tavsiye, film zevkine en güvendiğimden olunca ve dün akşam üçüncü defa yine aynı heyecanla aynı tebessümle izleyince; tamam artık yazmam lazım, dedim.
Animasyonumuzun konusunu özetleyecek olursak (ki kısaca özetlemek benim için zor olacak); İnsanoğlu, dünyayı kirletip yaşanmaz hale getirdikten sonra büyük bir uzay gemisiyle başka bir gezene taşınmıştır. Ve geride yeryüzünü temizlemesi için Wall-e adında bir robot bırakmışlardır. Son derece hisli ve bir o kadar da yalnız olan Wall-e’nin hayatı, oldukça rutin ve sıkıcıdır. Çünkü her günü, insanların bir zamanlar kirletip sonra kaçtıkları dünyanın çöplerini küpler haline getirerek temizlemesiyle geçmektedir. En büyük mutluluğu da çöplerin arasında bulduğu eski bir aşk filmidir.
Fakat bir gün sıkıcı ve rutin hayatında bir değişiklik olur. Hayatına ilk gördüğü andan itibaren aşık olduğu Eva adına bir robot girer. Wall-e’nin tüm çabalarına rağmen Eva bir türlü yüz vermez. Çünkü, Eva’nın aradığı başka bir şey vardır. Bu yüzden de çöpleri karıştırmakta fakat aradığını bulamamaktadır. Günlerden bir gün Wall-e çöplerin arasından bir bitki bulur ve etkileyebilmek için Eva’ya verir. Eva’nın aradığı da zaten bu bitkidir. Eva bitkiyi alıp içine hapseder ve bir anda donup kalır. Bundan sonra Wall-e, Eva’yı serbest bırakmak ve tekrar eski haline döndürmek için elinden geleni yapar ancak başarısız olur. Ve bir uzay gemisinin gelip Eva’yı götürmesiyle işler daha çok birbirine girer.
Eğer siz de; bir yandan insanlığın acınası durumunu, bitkinin gizemi ve bir yandan da Wall-e’nin yapayalnız hayatındaki tek aşkının sonunu merak ediyorsanız bu muhteşem, duygu dolu, görsel şöleni mutlaka izleyin.
Dipnot: Wall-e, sanki hayatımın içinde bir yerlerde kaybolduğunu bildiğim bir yapayalnız bir çocuk gibi. Hala gözümün önüne geldikçe içim ezilir. Kirli bir dünyada yalnızlıkla uğraşması, didinmesi ve hep kendi elini kendi tutuşu… Ah be !