Asgari ücretli için zaten maaş günü.
Özel sektör ayın başında verir maaşları.
Temiz 800 lira almıştır tekstil işçisi.
Çocuklar babanın gözüne bakıyor, "Kurban kesmeyecek miyiz?" sorusu ile.
Vasatın altında bir kurbanlık için en az 700 lira dolayında bir para ayırması gerekiyor babanın.
Kurbanlığın nakli, beceremeyecekse kestirme ücreti, kıyma çektirme, sucuk yapacaksa alacağı baharat, üst üste koy en ucuzundan 100 lira daha.
Gitti mi 800 lira.
Peki kira, elektrik parası, doğalgaz, çocukların okul masrafları, Sakallı bakanımızın bayram hediyesi yüzde 9'luk zam, görünmeyen masraflar ne olacak.
Demek ki, asgari ücretlinin kurban kesecek mecali yok.
Emeklimiz de öyle.
Zira onun da eline geçen farklı bir rakam değil.
Türkiye, açlık sınırı altında asgari ücretle insanların çalıştırıldığı, emekli maaşının ödendiği ender mbüreffeh ülkelerin başında geliyor çünkü.
Kurban kesmese bile, hem emekli, hem asgari ücretli çocuklara bayramlık mı alsın, bayram şekeri mi alsın.
Yani dar gelirli için ekstra masraflar getiren bir mübarek güne giriyoruz.
Öte yandan genele bakıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız için yaptırılan Köşke harcandığı söylenen paralara.
Alınan uçağa ki, zaten devlet erkanımız için 6-7 tane uçak varken.
Lüks, şatafat, bir tam günde eritilemeyen milyon avrolar, çelik kasalar, para sayma makinaları, ayakkabı kutuları.
Kapıda Işid denen illet, PKK denen lanet ve bu ikisi arasında tercih yapmaya zorlanan bir hükümet.
Böylesi bir dönemde bayram yapıyoruz, ne kadar yapabilirsek.
İki gündür çarşı pazar dolaştım. Tanıdığım, beni tanıyan bir çok insanla sohbet ettim.
İnanın herkes kendisi için de ülkemiz için de karamsar.
Sorgulamaya başladı.
Yüzde 9 zamdan sonra bakanın, "Yine de Avrupa'da en ucuz elektrik tüketen dördüncü ülke olduğumuz" hilesini yemiyor.
Diyor ki bir emekli;
"Bakan Doğru söylüyor. Ama Avrupa'da bir emeklinin, bir ücretlinin aldığı maaş, bizimkinin en düşüğünden 4 katı. Bakan bunu görmüyor mu? " diye soruyor.
Hükümetin yoksullukla mücadele hedefi ile geldiğine dikkat çekiyor ve diyor ki; "Hepimiz yoksullaştık. Eskiden orta direk vardı. Şimdi o da kalmadı. Çok uluslu sermayenin markalarını satan AVM'ler kanser gibi sardı kentlerimizi. Artık bakkal, mağaza yok. Çocuklarımız durumumuza bakmadan marka diye diretiyor. Bedelli askerlik çalışmaları vicdanımızı sızlatıyor. Bir tanesini daha önce çıkardılar ikincisi geliyor. Parası olan gençlerimiz babam sağolsun, parasız gariban çocuklar vatan sağolsun" demeye zorlanıyor. Hem de bu günkü Cumhurbaşkanının parası olan var, olmayan var sözleri hala kulaklarımızdayken."
Evet, galiba bizi yönetenler yolun sonuna doğru hızlı bir şekilde ilerliyor.
Cumhurbaşkanı'nı dinledim meclisin açılışında. Konuşuyor; Adam hayali bir düşman yarattı ve Paralel diyor başka bir şey demiyor. Konuşmasının hiç bir yerinde, bu güne kadar onu omuzlayarak bu günlere getiren Mehmet Emmi, Ayşe Teyze yok. Onun için varsa da yoksa da paralel.
Başbakanın gündeminde de yok dar gelirli. Kendileri, kandil elçileri ile saatlerce toplantılar yapıyor. Çünkü talimat Atatürk Orman Çiftliğinden.
Ve böylesi bir dönemde dini bir bayramı daha idrak edeceğiz.
Kutlu olsun..