Laktasyonun insan yaşam döngüsünün en karmaşık ve besleyici zorlu aşamalarından biri olduğunu ifade eden Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı Yıldırım, “Anneye bağımlı emzirilen bebek beslenme ile haftalık 150 ila 200 gram arasında büyür. Bu dönemde kas ve sinir gelişimi dikkat çekicidir ve bebeğin baş kontrolü ve kavrama gibi motor becerileri hızla gelişir, beraberinde bilişsel gelişimi de devam etmektedir; bebeğin duyuları olgunlaşmaya başlar ve beyin bu duyusal girdileri işlemek için gelişir. 3 aylık bir bebek; başını kaldırabilir, nesneleri takip edebilir, ellerini ve ayaklarını kontrol edebilir. 6 ay sonra ise renk vizyonu gelişir, desteksiz oturabilir ve dil gelişiminin ilk adımları başlar. Bütün bu gelişimsel süreçler, beslenmedeki kaynaklara bağlıdır. Bazı besinler düzenleyici rol oynarlarken, bazıları sinir hücrelerinin yapısal bileşenleri olarak veya hücre içindeki biyokimyasal yollar olarak kullanılırlar. Gebeliğe kıyasla laktasyon sırasında hemen hemen tüm besin öğelerinin diyetteki gereksinimleri artmaktadır.” diye konuştu.

Bazı besin öğelerinin anne sütündeki konsantrasyonları, annenin besin alımları veya besin öğesi depolarındaki değişiklikler ile değiştirilebilmekte olduğunu kaydeden Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı Yıldırım, şu bilgileri verdi:

“Bu gruptaki ana besin öğeleri A, C ve D vitaminleri, B vitaminleri, iyot ve kolindir. Bu besin öğelerini beslenme ile yetersiz alım yapan annelerin sadece anne sütüyle beslenen bebeklerinde yetersizlik görülebilmektedir. Anne yetersiz beslendiğinde süt üretilmeye devam eder, ancak bazı besinlerin konsantrasyonları uygun gelişme için optimal ve hatta yeterli olmayabilmektedir. Yetersiz alımlarla ilişkili olumsuz sağlık sonuçları besin öğeleri arasında farklılık gösterir. D vitamini, anneler beslenme ile yeterli düzeyde alsalar bile anne sütü konsantrasyonlarında yetersiz kalmaktadır. Bu, bebeğin raşitizm geliştirme riski altında olduğunu simgelemektedir, emzirilen tüm bebekler için D vitamininin doğrudan takviyesi tavsiye edilmektedir. Yetersiz iyot alımları ise geri dönüşümsüz olan anormal beyin gelişmesine yol açabilmektedir. A vitamini, anne sütü içeriği beslenme ihtiyaçları emzirme döneminde büyük ölçüde artar, iyi beslenenlerde anne sütündeki A vitamininin 7 kat daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Düşük alımlar, subklinik A vitamini eksikliği gelişmesine yol açabilmektedir. Son yıllardaki araştırmalarda sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde ciddi vakalarda daha fazla enfeksiyon ve kseroftalmi (konjonktivanın ve korneanın A vitamini eksikliği nedeniyle anormal kuru hale geldiği bir göz bozukluğudur) riskini arttırmaktadır. Erken bebeklikte beyin ve sinir gelişimindeki artış göz önüne alındığında, DHA (dokosahekzaenoik asit, bir omega 3 yağ asidi) ve lutein neonatal beslenme için odak noktasıdır. DHA beynin önemli bir bileşenidir ve bilişsel gelişimde önemli bir rol üstlenir. Lutein bebekler için özellikle önemlidir, görme keskinliğinden sorumlu gözün bir parçası olan ve yaşamın ilk birkaç ayında gelişim aşamasında olan foveada bulunan ana bileşendir.

Annelerin beslenme durumu ile değişmeyen anne sütü konsantrasyonunda zaten var olan bazı besin öğeleri vardır. Bunlar öncelikle kalsiyum, çinko, fosfor, protein ve kaloriler gibi bebek büyümesi ile ilişkili besinlerdir. Annenin vücudu bu besin öğelerinin yeterli konsantrasyonlarda olmasını sağlayacaktır. Bu besin öğelerinin yetersiz alımı bebekten çok annenin sağlığında olumsuzluklara yol açacaktır. Potansiyel sağlık etkileri demir eksikliğinden kaynaklı anemi ve kalsiyum eksikliğinden kaynaklı da kemik mineral yoğunluğunda azalma ve gelecekte osteoporoz riskinin artmasıdır.”

Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı Yıldırım, emziren annelerin beslenmesi hususunda şöyle konuştu:

“Emziren bir annenin gebelik sırasında yediğinden biraz daha fazlasını yemesi gerekir. Günde en az 330 ila 400 kalori ilavesi gerekmektedir. Bu ekstra kalorileri

Doğal Taşların Sinir Sistemi Üzerindeki Etkisi: Ruhunuzun Antik Şifacıları Doğal Taşların Sinir Sistemi Üzerindeki Etkisi: Ruhunuzun Antik Şifacıları

elde etmek için, bir çorba kaşığı (yaklaşık 16 gram) fıstık ezmesi, bir orta boy muz veya elma ve yaklaşık 227 gram yoğurt içeren tam tahıllı ekmek dilimleri gibi besin açısından zengin seçenekler tercih edilmelidir. Yediğiniz yiyeceklerin miktarı ve türleri sağlıklı beslenmenin önemli bir parçasıdır. Kendi sağlıklı beslenme planınızı oluşturmak için çeşitli yiyecek ve içecekleri seçilmelidir. Tüm besin gruplarından yiyecekleri dahil edin: meyveler, sebzeler, tahıllar, süt ürünleri ve proteinli yiyecekler. Yemekten önce tabağınıza, çantanıza, kaseye veya bardağınıza ne kadar yiyecek koyduğunuza dikkat edilmelidir. Yeni doğan bebek için anne sütü ihtiyaçlarını karşılamak için her gün 3 ana öğün ve 1-2 kez de ara öğün tercih edilmelidir. Besin öğesi ve enerji sağlayan ideal atıştırmalıklar; sandviçler, tam tahıllı/ kuru meyveli ekmekler, sütlü içecekler, sütlü gevrekler, meyve, yoğurt, fındıkgiller ve tohumlar, avokado, peynir ve tahıllı bisküviler, sebzeler/yoğurtlu sebze sosları. Aile desteği ve bakımı, beraberinde yerel olarak satılan mevsimine uygun besinlerden iyi besleyici bir beslenme planı takibi hem anne hem de bebeğin sağlığını destekleyerek emzirmeye yardımcı olmaktadır. Hamilelik sırasında demir ve folik asit takviyeleri gereklidir, bebeğin doğumundan en az 3 ay sonraya kadar devam ettirilmelidir. Demir takviyelerini yemekle beraber almak emilimini arttırmaktadır. Bebekte öğrenme engelini, gecikmiş gelişmeyi, fiziksel büyümedeki zayıflığı ve anne de guatr oluşumunu önlemek için iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğumdan hemen sonra veya 6 hafta içinde anne sütü ile yeterli alımından emin olmak için A vitamini takviyesi alınmalıdır. Emzirirken özel bir diyet yapmaya gerek yoktur. Sadece sağlıklı seçimler yapmaya çalışılmalıdır. Ergen annelerin daha fazla yiyecek, ekstra bakım ve daha fazla dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Doktorunuz fiziksel olarak aktivite yapmayın demedikçe, her hafta 2,5 saat tempolu yürüyüş, dans ya da yüzme gibi bir fiziksel aktivite tercih edilebilir. Aktivite, bir seferde en az 10 dakika boyunca yapılmalı ve tercihen hafta boyunca yayılmalıdır. Emzirirken sıvı ihtiyacınız artmaktadır, her zamankinden daha fazla olduğunu fark edebilirsiniz. Susuzluğunuzu gidermek için yeterli miktarda, tercihen susamış hissetmeden önce içilmelidir, idrarınız koyu sarı renkte ise daha fazla içilmelidir. Bebeğinizi emzirmeye yakınken de bir bardak su içmeye gayret edilmelidir. %100 meyve suyu, süt/ayran vb. içecekleri günlük ihtiyaçlar doğrultusunda alınmalıdır. Çay, kahve ve kolalı içeceklerdeki kafein, anne sütüne geçebilmektedir ancak küçük miktarlarda zararlı kabul edilmemektedir, fazlası bebeğinizi kızdırabilir veya uykusunu etkileyebilir. Günlük 2-3 bardak çay, kahve, kola ile sınırlandırmaya çalışılmalıdır. Deniz ürünleri sağlıklı bir diyetin parçasıdır. Su ürünlerindeki protein ve Omega-3 yağ asitleri hem bebek hem anne için önemli sağlık yararları içermektedir. Çoğu deniz ürünü civa veya diğer kirleticiler içerir. Anne sütünden aşırı miktarda civaya maruz kalmak, bir bebeğin gelişen sinir sistemi için risk oluşturabilir. Mevsiminde ve denizden balık tüketin. Sardalya, hamsi, istavrit, lüfer ve alabalık omega-3 yağlarından yüksek ve civadan düşüktür. Somon gibi yoğun olarak çiftlikte yetişen balıklar, cıva açısından riskli olmasa bile, yetiştirmede kullanılan ilaçlar ve yemler açısından soru işaretleri taşır. Tercihen yabani somon alınmalıdır. Ahtapot, kalamar, karides gibi deniz ürünleri de düşük miktarda cıva içerir. Risk almadan balık yemek istiyorsanız yüzey balıkları tercih edilmelidir. Haftada 2-3 kez ortalama toplamda 250 ila 350 gram arası balık tercih edilmelidir. Konserve ton balığı haftada 170 gramı geçmemelidir. Kiremit, köpekbalığı, kılıçbalığı ve kral uskumru civa içerikleri yüksek olduğundan tercih edilmemelidir. Emzirirken, farklı yiyecekler yiyerek anne sütünün lezzetini değiştirmek bebeğinizi farklı tatlara maruz bırakacak ve ona katı yiyecekleri daha kolay bir şekilde kabul etmesine yardımcı olacaktır.” (Kurumsal)