Akil İnsanlarla ilgili iktidara muhalif olanların siyasi yorumlarını da izledim.
Telegol ve benzeri programların tamamında, yapılan yorumların temel nedeni
futbol değil.
Futbolun bir unsuru olan hakem ve hakemlerin sebep olduğu neticeler üzerine.
Oysa yorumların temel konusu, ana unsur olan spor-futbol ve teknik direktörler
ile sporcu yetenekleri üzerine olması gerekirdi.
Hakemler asla konuşma yorum gündeminin konusu olmayacak iken haklı-haksız
bütün yorumların ana nedeni haline gelmiş durumda.
Bu çok ilginç bir durumdur.
Siyasette de aynı temel yanlışlık söz konusu.
Örneğin şuan ana konu, barış süreci- bu sürecin daha hayırlı, daha uygun hangi
düzlem üzerinde ve ne şekil de olması gerektiği olması gerekirken ‘hakem’ ve
izafi unsurlar üzerinden yorumlar yapılıyor.
Bunun bir temel nedeni var.
Bozuk terazide adil tartı yapmaya kalkmak gibi bir temel problematiğin üzerine
inşaa edilmiş bir mantık düzlemi üzerinden meselelere bakılıyor.
Terazinin bozuk olduğunu bilmeyen yok.
Ama ne hikmetse herkes bozuk terazide adil tartıda ısrar etmektedir.
Tartıyı yapacak olanı adil tartıya zorlayan bal gibi biliyor ki adil tartamayacak.
Zaten adalet ısrarı da bu yüzden.
Tartıyı yapacak olan da teraziyi göstererek kardeşim bu terazi ancak böyle tartar.
Bu tartıya razı olacaksınız denekten başka bir yol kalmıyor.
Unsurlar kendi fonksiyonlarını amaçları dışına taşırarak, ilzam ediyorlar.
Neticede ilzam-ajite olmuş teknik direktörü fatih Terim durumuna düşürmek.
Fatih terim durumuna düşünce iş kolay.
Basacaklar cezayı alacakları maçı.
Oysa seyirciyi hesaba katan yok.
Oysa seyirci bazen oyunun kurallarını da, hakemini de teraziyide değiştirir.
Vesselam.