O zaman Recep Tayyip Erdoğan’ı sevenlerinden Diyarbakırlı bir vatandaş
Ceza evine, ‘Aldırma Reis’ başlıklı yazdığı mektubunda ileride başbakan olacağını söylüyordu…
Başbakanın serencamın içinde dikkat çekici birçok detay var.
Nasip olursa ileride üzerinde dururuz.
Benzin-mazot-tüp kuyruğu nesli olarak, ülkenin son otuz –kırk yılına bakıldığında dünyevi ihtiyaçların giderilmesi noktasında alınan mesafe yadsınamaz.
Ve fakat küresel kapitalizmin oluşturduğu fast food toplumu içinde, Müslüman yığınların köklerinden koparak dönüştükleri jet-sky’li hayat ve self sufi ve borderline cemaat yapılarında yeni tip modern tezahürü, bu yadsınamaz dünyevi gelişmenin müsebbibi olduğunu unutmamak gerekir.
Ahlaki yozlaşma-itikadi bozukluk vesaire şeklinde bakışların tümüne ajite olduğum ve doğru bulmadığım için bu bağlamda bir tespit değildir benim ki…
‘İnandığınız gibi yaşamaz iseniz, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız’ Hadisi Şerifinin tezahürüne şahitlik eden bir Müslümanın hüzünlü bir ‘Artık aldır be reis..’ türünden göndermedir.
Bilinci yaralı bir Müslümanın, şu İslam coğrafyasında, ehli küffarın yapıp ettiklerinin nasıllığını-niceliğini ve sonuçlarını görüp çaresiz serzenişinden bir parçadır.
Aldırma gönül aldırma türküsünü bir teselli ver bana babında söyleyenler ile gönül ve vicdan ve şuur olarak çürüyebilecek bağlarla bağlanmış olanlara elbette dildeki inancın hakikati ile yaşadığının kurduğu itikadı arasına sıkışıp kalmış oldukları için onların üzerinden bizim sesimizin bir aksi seda bulması mümkün değildir.
Fincanın etrafını dolanıp, Fincanın etrafı yeşil diyen keyf ehline elbette söyleyebileceğimiz bir şey yoktur.
Onlar içmeden dilleri dolaşan fincancılardır.
Etraflarının yeşil olması dillerinin dolaşması self sufi bir boyun büküşten ibarettir.
Ey rei,s artık aldır be….