Kahramanlığın birçok çeşidini, Filistin de, Çeçenistan da, Irak da, Afganistan da, İslam coğrafyasının zulme uğrayan bir çok yerinde gördük.
Ve fakat, Mısır da, İhvanın gösterdiği türden bir kahramanlık hiç bir yerde görülmedi.
‘Öleceğiz ama asla öldürmeyeceğiz...’
Filistinde, kurşuna taşla cevap verilmesi çok seçkin bir yöntemdi.
Ama bir güç getirememeninde ifadesiydi.
İslam coğrafyasının bir çok yerinde bedenine bomba bağlayarak düşmanı ortadan kaldırmak için kendini feda etmek etkili farklı örnekti.
Ama buda psikolojik tarafı sorunlu bir davranıştı.
Ancak,
‘ÖLECEĞİZ
AMA ASLA ÖLDÜRMEYECEĞİZ..’
Topluca tercih edilen bu yol muazzam ve çok farklı bir yoldu.
Ölümü bilen ve yaşamı bilen ve her ikisinin dehakikatinden hareketle anlamını ortaya koyan bir yol...
Pragmatizmin-ego-hayat tapıcılığın doruk noktaya çıktığı bir dünyada, kapitalizmi temelden dinamitleyen bir yol...
Asla öldürmek için hiç bir şeye muracaat etmeyeceğim.
Taşa bile...
Bu İhvan-ı Müsliminin derunundaki sufi-irfani sahip oldukları özelliklerin tezahürüdür.
Bu halin sabırla sürdürülmesi, bırakın darbecileri, dünyayı köle toplumu haline getiren küresel kapitalist sistemi temellerinden sarsacak sonuçlar doğuracaktır.
Adeviye meydanına adını veren, Toplanan müslümanlarada böyle bir ruh verdi...
Rabianın manevi sirayeti aynı zamanda Allah dostlarını nasıl rızıklandırdığını ve bu rızığın ne geniş bir bağış olduğunu göstermektedir.
Rabiatül Adeviyye...
Peygamberimiz efendimiz (sav) den başka hiç kimsenin izlemediği bu küffara karşı direniş kıyamı- sünnetinin yeniden dirildiği bir meydanın ve o meydanda ortaya çıkan bir ruhaniyetin adıdır.
Öleceğiz ama asla öldürmeyeceğiz......
Hayatı put edinmiş bu çağa hakikati söylemenin en üst mertebesi olsa gerek.
vesselam.