Akıl idrak eder ve nefis bu idrakı yönetir.
Düşünce bir mülk, nefis bu mülkün emanetcisidir…
Üzerindeki hüküm infak etmektir.
Peki kim hangi nefs infak edebilir.
Malik olan emanet ehli nefs…
Nefsin izzeti olmaz.
İzzeti nefs denilen şey nefse verilen emanetten mütevellit olan şeydir.
Bu emanetten infak ile nefsde tevellüt eden-doğan izzettir.
Nefs bu izzete, emanete ehil olmakla müstehak olmuştur.
Aynı zamanda mülk müstehak olmadan ele geçirilebilen bir şeydir.
Müstehak olan mülk-istihak, ehil olmakla kayıtlı iken, müstehak olunmayan mülk kayıtsızdır.
Ve ehil olmayan tarafından zapt edilebilinir.
İktidar bir mülktür.
Millet tarafından emanet edilir.
Ehil olan gereği veçhile bu mülkten infak eder.
Ehil olmayan zapt eder-har vurup harman savurur.
Şimdi şu çözüm sürecine Kılıçtaroğlu ile Bahçeli’nin neden katkıda bulunmadıkları konuşuluyor ve eleştiriliyor.
Muhalefet demek, iktidara yani emanet verilene halef demektir.
Yani Recep Tayyip Erdoğan’ın halefleri Kılıçdaroğlu ve Bahçeli…
Halef olmaya ehiller mi-değiller mi ayrı bir konu ama işin hakikati muhalefet demek iktidarın halefi olmak demektir.
Öncelikle işgal ettikleri muhalefet makamı noktasın da derin bir yanılgıları bulunmaktadır.
Selef karşısında halef olmaları gerekirken muarız oldular.
Yani razı olmadılar…
Emaneti verenden-milletten- razı olmayınca halef konumundan muarız durumuna düştüler.
Rıza göstermedikleri bir konuda insanlar izzet sahibi olamazlar.
Çözüm süreci sonunda elbette bir şeref söz konusu olduğu gibi bir şerefsizlikte söz konusu olacaktır.
Bakalım kimin payına ne düşecek…
Vesselam.