Suriye'de neler oluyor sorusunun cevabına geçmeden önce şu sorulara cevap bulmak gerekiyor:

1. Son 50 yılda Ortadoğu'da neler oldu? Kim kime su taşıdı, kim kime çelme taktı? 

2. Kimler güç kazandı, kimler güç kaybetti? Bu güç dengesinde kimlerin yardımı vardı? 

3. En çok hangi ülke can kaybetti, en çok hangi ülke yıkıma uğradı? 

4. Kim zenginleşti, kim fakirleşti? Kim kimi kayırdı, kim kime karşı çıktı? 

5. Bu coğrafyaya ait olmadığı halde kimler buraya burnunu soktu ve sokmaya devam ediyor? 

Arap Baharı’nı hatırlayın. Gösteriler ve eylemler yoğunlaşınca Arap dünyasına özgürlük ve demokrasi geleceği inancına bütün dünya kapıldı. Ancak bunun böyle olmadığı çok kısa sürede anlaşıldı. 

Bir olay beklenmedik bir hızda gerçekleşiyorsa bilin ki orada normal olmayan bir şeyler var, yani uluslararası dengenin ve uluslararası gücün parmağı var demektir. 

Suriye gibi bir ülkenin bir anda çözülebileceğine ihtimal verebiliyor musunuz? Böyle düşünmek sizi gerçeklerden koparır ve hayal dünyasına mahkum eder. 

Şimdi Şu Sorulara Cevap Arayalım: 

- Muhaliflerin bir araya gelip Suriye'yi sorunsuz yönetebileceğine inanıyor musunuz? 

- Ya muhalifler ülkeyi yönetirken sorun çıkar ve iç savaş başlarsa? Binlerce insan hayatını kaybederse ne olacak? Bu kanı kim durduracak? 

- Birileri “Amerika veya Rusya gelsin, bizi yönetsin” ya da “Esad geri gelsin” derse ne olacak? 

Bunlar çok bilinmeyenli denklemler. 

Zira Ortadoğu'da bu coğrafyaya tek başına damga vuracak bir güç yoktur. Bu da uluslararası gücün Ortadoğu'ya burnunu sokmasına meşruiyet kazandırıyor. 

İslam dünyasının durumu 

İslam dünyasının Ortadoğu’yu dizayn etme gücü yok maalesef. Keşke öyle olabilseydi. 

Ama görüyoruz ki şimdi İslam dünyasının kalbi yanıyor. Çok zorlu süreçlerden geçiyoruz. Bu ateş bize ne kadar dokunur, ne zaman dokunur, onu şimdilik bilmiyoruz. Ancak hiç kimsenin güvende olmayacağını bilmesini isterim. Güneşli günler yakınımızda olmayabilir. 

Dışarıdaki çalkantılardan en az etkilenen ülkeler, içerisinde barış ve huzur olan ülkelerdir. 

Peki ne yapacağız

Bence can alıcı soru bu: Bizler ne yapmalıyız? 

Önce kendi evimizi sağlamlaştırmalıyız. Kendi içimizdeki ihtilafları çözmeli, birlik ve beraberlik oluşturmalı, güç devşirmeliyiz. Bu sinerjiyle komşularımıza olabildiğince el uzatmalıyız. 

Atalarımız der ki: “Himmete muhtaç dede, ne kaldı başkasına himmet ede?”

Eğer biz kendimiz muhtaç hale gelirsek başkalarına nasıl yardım edebiliriz? Bu nedenle ilk işimiz evimizi temizlemek, dizayn etmek ve ayağa kalkmaktır. 

Nasıl başarabiliriz?

Bu da eğitim, adalet, liyakat ve iktisatla mümkündür. 

- Kamu kaynaklarındaki israfı en son noktasına kadar sonlandırmamız gerekiyor. 

- Liyakate ağırlık verip, tüm işleri ehline teslim etmeliyiz. 

- Adaleti toplumun %99’unun güven duyacağı bir seviyeye getirmeliyiz. 

Bunları yapmadığımız müddetçe evin içini temizlemeden dışarıya yardıma koşmanın akıllı bir davranış olmadığını bilmeliyiz.