Bazı kanser türlerinin önemli bir bölümünün genetik geçişli olduğu bilindiğini ifade eden Doç. Dr. Gökalp Öner, ailesinde kanser olan bireylerin, kalıtsal kanser sendromlarına sahip olup olmadığının tespit edilmesinin hayati öneme sahip olduğunu, bunun öncesinde genetik test yapılmasının önem taşıdığını belirtti. Özellikle meme ve yumurtalık kanserinde genetik geçişin önemli bir etken olduğuna değinen Doç. Dr. Gökalp Öner, “Meme kanseri olan kadınların BRCA gen mutasyonu (hasarlı gen) yüzde 4, yumurtalık kanseri olanların ise yüzde 24 oranındadır. Yani yumurtalık kanseri teşhisi konulan bir kadının, ileriki dönemde kızında ya da kız kardeşinde yumurtalık kanseri görülme riski yüksektir. Günümüzde kadınların bu geni taşıyıp taşımadığının bilinmesi için genetik mutasyon araştırılması yapılmakta veerken teşhis sayesinde hayat kurtaracak önlemler alınabilmektedir” diye konuştu.

Minik kahramanlar ve onların serebral palsi mücadelesi Minik kahramanlar ve onların serebral palsi mücadelesi


Kadınlara genetik danışmanlık verilmeli
Yumurtalık kanserine yakalanan kadınlara genetik danışmanlık verilmesi gerektiğini de vurgulayan Doç. Dr. Gökalp Öner, BRCA gen mutasyonu olan kadınlara 25-29 yaş arasında ise 6-12 ayda bir meme muayenesi yapılması gerektiğinin altını çizdi. Doç. Dr. Gökalp Öner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kadınların yılda bir defa kontrastlı MRI çektirmesi, 30 yaş üzerinde ise yıllık mamografi ve MRI takibini ihmal etmemesi önerilmektedir. Ayrıca genetik olarak BRCA gen mutasyonu olan kadınların BRCA-1 gen mutasyonu varsa 35-40, BRCA-2 gen mutasyonu varsa 40-45 yaş arasında yumurtalık ve meme kanserine yakalanmaması için önlem amaçlı, meme ve yumurtalıkların her iki taraflı alınması önerilmektedir.”

Erken evrede kanser ölümcül değildir
Yumurtalık ya da meme kanserine yakalanan kadınların erken evrede tedavi edilmeleri durumunda yaşamsal risklerinin ortadan kalktığına dikkat çeken Doç. Dr. Gökalp Öner, “Genetik olarak kanser taşıyıcılığı olan kadınların, farklı gen mutasyonlarına bağlı olarak farklı yaşlarda koruyucu önlem olarak, yumurtalık ve memelerinin alınması önerilmektedir. Bu şekilde bir uygulama yaptırmak istemeyen hastalaraiseyılda bir yapılması gereken MRI görüntüleme yöntemi, kanda kanser belirleyicisi olan CA-125 ve yumurtalık takibi yapılması gerekmektedir” dedi.

Genetik testler embriyolara da uygulanıyor
Doç. Dr. Gökalp Öner, ayrıca, modern tıbbın gelişmesi ile birlikte kanser türleri ile genetik arasındaki ilişki netleştikçe, erken tanı ve tedavi şansının arttığını dile getirdi. Bu bağlamda, yumurtalık veya meme kanseri genetik taşıyıcılığı bilinen genç kadınlarda, tüp bebek yöntemi ile yumurtalıkları toplanarak dondurulduğunu ve gebelik şansının artırıldığını kaydeden Doç. Dr. Gökalp Öner, “Ayrıca embriyolar anne rahmine yerleştirilmeden yapılan genetik test sonucunda ileride bebeğin genetik açıdan kansere yakalanma riskinin olup olmadığı da bilinmektedir” ifadelerini kullandı. (İHA)