Multiple Skeleroz (MS) hastalığının 20-40 yaş arası kadınlarda sık görüldüğünü belirten uzmanlar, hastalığı sigara kullanımı, D vitamini eksikliği, aşırı tuz tüketimi ve obezite gibi etkenlerin tetiklediğini söylüyor.
Türkiye' de yaklaşık 35 bin MS hastası olduğunu belirten Medical Park İzmir Hastanesi Nöroloji Kliniğinden Uzm. Dr. Hasan Armağan Uysal, MS hastalığının 20-40 yaşları arasındaki kadınlarda daha sık görüldüğünü söyledi. MS hastalığı sonucunda vücudun kendi kendine zarar verdiğini belirten Uysal, "MS hastalığının genelde 20-40 yaş arasında ve kadınlarda sık olduğu kaydeden Uysal, “Hastalığa sebep olan etkenler arasında sigara, D vitamini eksikliği, çeşitli viral enfeksiyonlar, genetik, aşırı tuz tüketimi ve obezite gösterilmektedir. Hastalığın şiddeti sinir sisteminde etkilenen yere ve MS'in tipine göre kişiden kişiye değişiklik gösterir. Belirtileri arasında sıklıktan azalana göre, güç kaybı, görme kaybı, his kaybı, çift görme, baş dönmesi, idrar problemleri gibi bulgular dışında denge kayıpları, yorgunluk ve halsizlik de görülebilir” dedi.
Çocuk sahibi olmak için hekim onayı vurgusu
MS hastalığının tanımını yapan Uysal, “MS hastalığının merkezi sinir sisteminin yani beynin (MSS) yangısı (enflamasyonu) ile nitelenir ve miyelinsizleşme (sinir dokusunu saran özel miyelin proteinin bağışıklık sistemince yok edilmesi) ve sinir hücre harabiyeti (dejenerasyonu) ile ilerlemektedir. Başka bir deyişle MS, MSS'nin miyelinsizleşmesini ve yangısını içeren bir özbağışıklık hastalığıdır. Özbağışıklık; kısaca bağışıklık sisteminin kişinin kendi hücrelerini tanıyamaması, bunun sonucunda vücuda yabancı madde sanıp yok etmeye çalışması ve sonuç olarak vücudun kendi kendine zarar vermesi olarak açıklanabilir" diye konuştu. Çocuk sahibi olmak isteyen MS hastalarının hekim onayını alması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Hasan Armağan Uysal, şu bilgileri verdi:
“Hastalık gebelik için engel teşkil etmemekle birlikte, çocuk istendiği takdirde mutlaka hekim ile işbirliği kurmak gerekmektedir. Bir MS hastasına yapılacak aşılarda da mutlaka hastayı takip eden hekimin onayının alınması gerekir.”
"MS hastalığı bu filmin sonu değildir”
MS hastalığının bir son olmadığını ve tedavisi olanaklarının ilerlediğini söyleyen Uysal, “Bugün itibarı ile tedavide çok farklı yollarla kullanılabilen ilaçlar (deri altına yapılabilen iğneler, ağız yoluyla alınan haplar, damardan belirli aralıklar ile verilen ilaçlar) hastanın hastalığına göre tercih edilmektedir. Hastalığı durdurmakta geçtiğimiz yıllara göre nispeten iyi yerlerdeyiz. Tedavide hekim ile işbirliğinde olunmalı, fizik tedavi ve diğer tedaviler ile hasta için maksimum fayda sağlanmalıdır. Şunu hatırlatmakta fayda var. Yaşadığımız hayatı bir film gibi görebilirsek MS hastalığı bu filmin sonu değildir” dedi. (İHA)