Kısa bir tarihine bakacak olursak Kayseri tarihin her döneminde önemini korumuş, coğrafi ve stratejik konumu itibariyle büyük akınlara ve işgallere maruz kalmış bir şehirdir.

Kayseri'nin bu özelliklerinden dolayı çeşitli kavimler ve devletler buranın müdafaası için birçok tedbir almışlardır. Bu tedbirlerden en önemlisi bugün şehir merkezinde bulunan Kayseri Kalesi' dir.[1] Şehir içinde Kayseri surları ve kalesi geniş bir alana sahiptir. Kayseri surları hakkında ilk bilgi Roma İmparatoru III. Gordian zamanına (M.S. 238-244) ait olan sikkelerde bulunmaktadır.Bu bilgilerden surların bu tarihte inşa edilmiştir bunun olduğu için anlaşılmaktadır.[2] İkinci bilgi ise, VI. yüzyılın ilk yarısına aittir. Bizanslı tarihçi Procopius, Kayseri' nin kuruluşunda yapılmış olan surun, birbirinden uzak tepeleri, bahçeleri ve meraları çevirdiğini ve şehrin evlerinin buraları doldurmadığını Bizans İmparatoru Justinian' ın (M.S. 527-565) şehri koruyabilmek için eskiye nazaran daha dar yaptırdığını yani esas suru daralttığını belirmektedir.[3] Bu iki belge ve kayda göre Kayseri surları ilk olarak III. yüzyıl ortalarında inşa edilmiş VI. yüzyıl ortalarında daraltılmış ve tamir edilmiştir. Surların bugün kalan bölümlerinin hangilerinin Roma, hangilerinin Bizans' a ait olduğu konusunda kesin bir kayıt bulunmamaktadır.[4] Kale günümüze kadar varlığını koruyan sonradan yapılan ekleriyle, tarihçilerin orta çağ diye adlandırdıkları bir devrin mimarisidir. XIV. yüzyılda inşa edilmiştir.[5] Şehir merkezinde iç kale ve onu çevreleyen surların meydana getirdiği dış kale olmak üzere iki kale bulunmaktadır.[1]

İç kale bugün başlı başına kale gibi duran ve tarihi bünyesinde geniş varlıklar taşıyan kalenin iç kısmıdır.[8] İç Kale Selçuklu sultanlarından I. Alaeddin Keykubad tarafından 1224yılında büyük bir onarımdan geçirildi. Kalenin yapılış tarihini daha eskiye Bizans dönemine götürenler de vardır.Kurulduğundan beri ticari hûvviyeti yüksek olan şehirde, tâcirler ve zenginler oturduğu için hemen her dönem işgal orduları Kayseri'ye göz dikmiştir.

Bu saldırılara karşı kesin çözümü kale sağlamaktaydı. Uzun yıllar Kayseri halkının oturduğu kale içerisinde 600 kadar ailenin barındığı rivayet edilir. Bu devirde kale içerisinde birkaç birkaç mahalle mevcuttu.[9] Kale kuzeyden güneye 800 metre, doğudan batıya 200 metre uzunluğundadır. 19 adet burcu bulunmaktadır. Bu burçların altından devriye yolu geçmektedir. İç kalenin biri kuzey doğusunda, diğeri de Kazancılar Çarşısına bakan güney batısında olmak üzere iki adet kapısı bulunmaktadır.[1] Ancak sonradan Cumhuriyet Meydanı' na bakan kısmından içerdeki inşaat nedeniyle üçüncü bir kapı daha açılmıştır.[10] Kalenin dış çevresinde su hendekleri bulunmaktaydı ancak son yıllarda bu su hendekleri doldurularak yeşil alan haline gelmiştir.[1] Kayseri coğrafi yapısı itibariyle düz bir alandadır, bu düzlük içerisinde kalenin biraz daha yüksek kısımda olması gerekmektedir. Kayseri şehri iç kalesinde bu duruma karşılık kalenin çevrelediği orta alanın içinde yüksek kule durumunda, Dizdarlık tesisinin bulunabileceği lüzumu ortaya çıkmaktadır. Türk Çağında yapılan geniş değişiklikler sonucu kalenin sur ve burçları ile kapı kuleleri gereği ölçüsünde yükseltilmiştir.[6] Bugün yapı sağlam bir durumda bulunmaktadır. Bizans döneminde yapıldığı varsayılan kale Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve I. Alaeddin Keykubad döneminde onarılmıştır. Daha sonra Karamanoğulları ve Osmanlılar döneminde de onarılarak kullanılmıştır.[10] İç Kale 1950'li yıllarda sebze hali olarak kullanılmış daha sonra iç kısmına küçük dükkânlar yapılarak esnaflara tahsis edilmiş ve ticarete açılmıştır.

Güney kapısının önünde hücumu önleyecek birer mazgal göze çarpmaktadır.[1] Kapı oturuş planında; bir kale kapısından ziyade han veya çarşı kapısı durumundadır. Yapı veMimari sitilinde Türk Çağı özelliklerini taşır. Zemin kalın yapıda bir kitle oturmaktadır. Girişte ön kısmında, yüksek kemerli derin bir niş bulunmaktadır. Bu niş kapı önü koruması için güven verici değildir.[11] Kapı üstünde mermer bloka işlenmiş iki satır halinde bir Farsça kitabe bulunmaktadır.

Doğu Kapısı İç kale'nin doğu ve güney köşesine yakın karışık bir plan gösteren kapıdır. Türk yapı çağında mimari ekler yapılarak iç kalenin bu yüzü zenginleştirilmiş ve gösterişli bir şekilde dış şehre bağlanmıştır. Genel planda 10 ve 11 numaralı burçlar arasında iki sıralı beden duvarına açılmış iki girişi vardır. İçteki giriş eski tipte olup Bizans yapı karakterini göstermektedir. Bu iç Kapı biri kuzeyde (10) diğeri güneyde (11) nolu burcun arasında yer almaktadır. Dışa doğru ikinci giriş (Orta Giriş) bu iki burcun ön burçlarını birbirine bağlamak üzere ve orta kısmına yakın bir yerde kurulmuştur. Bu kapı tamamen Türk yapı çağı özelliklerini gösterir.[12]

Kale burçlarının sayısını bazı kaynaklar 18 bazıları ise 19 adet olduğunu belirtmektedir. Mahmut Akok ve Ali Yeğen' nin kaynaklarından alınan notlara göre 18 adet burç olduğu kabul edilmektedir. İç kale ve kenar duvarlarında ve köşelerinde dikdörtgen planlı 18 adet burç bulunmaktadır. Bu burçlar bugün genel olarak sağlam bir durumdadır.[7] 3 metre genişliğindeki duvarlara yaslanan burçların altlarından devriye yolu geçmektedir.[1] Burçların büyük bir kısmı eski burçların temelleri üzerinde oturmakta iselerde bir kısmı tamamen yeniden stratejiyle hesaplara göre kurulmuştur. Beden duvarlar ise, dış yüz itibariyle tamamen yeni tanzim kalıntısı halindedir. Doğu ve Kuzey yönlerin alt kısım taş sıralarında eskiden (yani Bizanslı Çağından) kalan bazı örgüler görülür. Badenler üzerindeki dendanelerin hemen hepsi Türk yapı çağında yenilenmişti.[13

Bir Numaralı Burç İç kale'nin panel planının batı-güney köşesinde yer almaktadır. Eski Bizans çağı yapı durumunu muhafaza eder durumdadır. Burcun üst kısmındaki etraf duvarları eski kuruluş yapısıdır. Kat bölmeleri kalın ağacı kiriş üzerinde toprak döşeme olarak yapılmıştır. Bu özelliği tamamen Türk yapı çağı özelliği gösterir.

İki Numaralı Burç bu burç Türk Yapı Çağı inşasıdır. İçindeki, eski Bizanslı çağından kalma üçgen planlı burç, arka duvar olarak bırakılmıştır. İç kısmı geniş bir boşluk halindedir. Vaktiyle buranın kat bölmelerinin ağaç çatkılı oldukları etraf duvarlarda görülen kiriş başı oyuklardan anlaşılmaktadır.

Üst dendane sıraları ve arkalarındaki seğirdim yerleri sağlam durumdadır. Zemin katlarından üst kata ve dendanlı kata ulaşan kağir basamaklı merdivenleri vardır.

Dört Numaralı Burç bu kule burcu temelden tepe dendanelerine kadar Türk Çağı yapısı bir kuruluştur. Geniş bir iç mekabi vardır. Bugün Kayseri Belediyesi tarafından onarılarak, dendanlı kat tabanı beton arme olarak yapılmıştır. Eskiden dört katlı olan taban döşemelerinin ağaç çatkılı olduğu tahmin edilir. Bu burcunda iç kalenin, doğu, güney köşesindeki (11 numaralı) burç gibi içe bakan yüzü duvarla kapalı olarak yapıldığı görülür.

Beş Numaralı Burç iç kalenin kuzey yönünde, 4 ve 8 numaralı burçlar arasında sıralanmış üç burçtan ikisi 5 ve 7 numaralılarla hemen hemen aynı kuruluştadır. (7 nolu burcu son yıllarda belediye değiştirerek top atış yeri haline getirmiştir). 5 nolu burç alta dikdörtgen bir kaideye oturduğu halde, üstleri çok köşeli bir yüz ve plan özelliği göstermektedir. Bu burç bedeninin tümü Türk yapı çağı özelliği gösterir.

Sekiz Numaralı Burç kuzey yüzü suru ile doğu eğik oturuşlu duvarın köşesinde yer alan bu burç, dıştan kare plan kuruluşundadır. Büyüklüğü ve sağlam duruşuyla hala ayaktadır.

Burcun alt katları tamamen eski yapı özelliği gösterir. Üst kat seviyeleri Türk yapı çağı özelliğindedir. Eski bünyeye ait duvar örgülerinin yüz taşları, Türk Çağında yapılanlara nazaran daha iri ölçülerdedir.

Dokuz Numaralı Burç iç kalenin doğu duvarı ortasında yer alan bu burcun temel ile zemin katı teşkil eden kısımları, eski yapı olarak görülmektedir. Alt bölmelerinin üstü, taş tonoz örgülüdür. Tonozun üstünden itibaren Türk Yapı Çağı' nın ek ve yeni kuruluşu başlar.

Onbir Numaralı Burç Türk yapı çağından dış kaleyle bağlantılı bu kısmında olmasıyla ve yeniden tesis olunan kapı ile (giriş) ilgili olarak kurulmuş olmalıdır. İçe doğru arkasında eski çağın köşe burcundan mazgallı bir kısmı bulunmakta ve arka duvar gibi kullanılmaktadır.

Üste doğru yükseltilen beden duvarları, her taraf kapalı olarak kurulmuştur. İç kat bölmeleri ağaç çatkılıdır. İç kaleyi çevreleyen kalın beden duvarları yürüdümü seviyesinden, burcun içine ayrıca bir kapı ile girilmektedir. Üst katlarda doğu ve güney yönlerine vurgu yapan mazgal dişleri vardır. En üst kata ulaşan merdiven duvar içine yerleştirilmiş, kargir basamaklı olduğu gibi, ağaç döşemeli katlar arasında ağaçtan merdivenlerin bulunması gereği vardır. Bu köşe burcu da, öteki burçlara göre bir kule gibi yüksek tutulmuştur.

Oniki Numaralı Burç güney yüz koruma duvarının büyük çapta olan burçlarından birisidir. Zemin katta ve orta kat duvarının bir kısmı eski yapıdan kalanlardır. Orta katın üç yöne vurgu yapan dişlimazgalları Türk Çağı' nın yapısıdır. Beden seviyesi ve üst dendanlı kısımlar tamamen Türk yapısını temsil eder.

Onüç' ten Onyedi Numaraya Kadar Sıralanan Burçlar güney beden duvarı üzerinde sıralanan bu beş burcun zemin katlarının üstleri taş örgülü tonozlarla kaplıdır. Hemen hepsi Türk yapı çağı binasıdır. Kalın beden seviyesinden üste düşen katlarının içe bakan kısımları açık ve duvarsızdır. Kat bölmeleri ağaç kirişlidir. Yan yana sıralanan burçların bulundukları kısımda, eskiden üçgen planlı Bizans çağı burçlarının olduğunu yerinde yapılan sondaj sırasında tespit edilmiştir.

Kale Cami-i Şerifi iç kale diye adlandırılan kalenin içinde yer alan metin bir cami-i güzindir. Yapı tarzı dört kemer ile bir kubbe üzerine inşa edilmiş ve evkaf idaresinde “Fatih Cami-i Şerifi” adıyla kayıtlı bulunmaktadır.[20] Kale cami-i 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılmıştır.[21] Gedik Ahmed Paşa nezaretinde bizzat Fatih Sultan Mehmed' in fermanı ile yaptırılmıştır. Kayseri Kalesi 1467 yılında Karamanoğulları' ndan Osmanlılara geçtiği sırada cami yerine “Karamanoğlu Mescid-i Şerif-i” adında harap durumda bir mescid bulunuyordu. Bu duruma göre caminin yapılış tarihi 15. yüzyılın son çeyreğine rastlamaktadır. Cami daha sonra 1711, 1778, 1886 ve son olarak ta 1990 yılında tamir görmüştür.[22]