Otobüslerde, tramvayda toplu taşıma araçlarında gördüğümüz bin bir türlü saygısızlıklarla mücadele ederek geçireceğiz sanıyorum kalan ömrümüzü.

Bizim yaşımızdakiler bilirler saygıyı edebi utanmayı. Orta öğrenimden başlayın yüksek

öğretime kadar rezillik saygısızlık diz boyu sürmekte . Kimsede müdahale etmek için çalışmamakta. Bu nereye kadar devam edecek bilemiyoruz ama bir an önce ‘’EDEP YAHU’’ cümlesini hatırlayıp bir kampanya başlatmakta yarar olduğunu görüyorum. Düzelir ya da daha kötüye gidişimizi engeller.

Bu şehir bizim şehrimiz. Ne kadar sahipleniyoruz bunun muhasebesini yapmanın zamanı geldi ve geçiyor.

Otobüsler . tramvaylarımız her şeyimiz pırıl pırıl son model. Ama içine binen öğrencilerimi orta ve Üniversite öğrencilerimiz son derece saygısız, edepsiz, eğitimsizler. Özellikle yüksek okulda okuyan öğrencilerimiz geldikleri şehirlerden Kayseri ve geldikleri üniversiteyi tanımadan geliyorlar.

Kayseriyi tanımadan , şehrimizin tarihi geçmişini, kültürünü bilmeden deli danalar gibi şehre saygısızca saldırıyorlar. O kadarki oturdukları kültür yoksunu dört tane kafeteryayı Kayseri sanıyorlar.

Kendi şehirlerindeki kültürsüzlüğü, yozluğu kayserimize taşıyıp eğitim yaptıklarını sanan sığır sürüsüne dönüyorlar.

Tabi ki bu söylediklerimizi edepli ve saygılı olan nadiren karşılaştığımız öğrencilerimizi ayrı tutuyoruz.

Orta okullara adabı muaşeret dersi konulup uygulamalı yapıp öğrencilerimizin insani vasıflarını yükseltebiliriz.

Üniversite öğrencilerine gelince onu da ERCİYES ÜNİVERSİTESİ üslenip yeni kayıt olan öğrencilerimize rehberlik adı altında şehrimizin kültürünü, tarihini de içine alan eğitim seminerleri vererek , belki içlerinden birilerini hayatın edepsizliğinden kurtara biliriz. Üniversitemizin bu eğitimi verebilecek ve yeni kayıt olanları ve daha önceki okuyanları da bu derslere tabi tutarak kaliteli, edepli, büyüklerini bilen, küçüklerine saygı duyan otobüslere ve tramvaya binerken sıra olmayı, yer vermeyi , telefonla nasıl konuşulacağını , nerde nasıl davranılacaklarını bilen olarak ne kadar yetiştirirsek , geleceğimizi kurtarmış oluruz.

Yoksa bu gidişle istediğiniz kadar müzik grupları getirin, istediğiniz kadar kitap fuarları açın, istediğiniz kadar seminerler düzenleyin, istediğiniz kadar sinema , tiyatro getirin değişen bir şey olmuyacağı gibi

Dahada kötüye gideceğiz gidiyoruz da…