Kaçımızın etrafında gerçek yüzlü, kaçımızın etrafında maskeli insanlar var bilir misiniz? İnsanı en çok haksızlığa taraf olan kalabalıkların üzdüğünü,aslında her şeyin apaçık ortada olduğunu ve herkesin olan bitenin farkında olduğunu... Bilirsiniz, bilirsiniz. Amaüzülmezsiniz. Çünkü insanların çoğu maskeli artık.Küstümotunun dikenlerine dokunmadan, hatta farkına bile varmadan küçük, parlak sarı çiçeğe ulaşmak! İlk kez mi oluyor, yoksa tüketilmiş bir mevsimde, daha önceleri yaşadınız mı? Canı yanmadan kendine ulaşmak, çiçek için bile ne denli zor. Kaldı ki insan... Ahh insan!
Bunları yazmama vesile olan şey, sosyal medyada yayınlanan bir video. Kaç kere izlediğimi sayamadığım o video. Filistin'de bir muhabirin çocuklarla olan röportajını içeren bu video hatırlatıyor bana bazı değerleri. Çocuklara ödül karşılığında “Kudüs, İsrail'in başkentidir.” dedirtmeye çalışan bir muhabir ve karşısında bunu asla söylemeyen çocuklar! Hatta yayını durdurduğunu söyleyip; ailesinden ve arkadaşlarından bu söylediğini kimsenin öğrenmeyeceği vaadini veren muhabir ve karşısında yine dimdik durup “Hayır! İsrail bir devlet bile değil.” diyen güzelim çocuklar... Ahh çocuklar! Keşke etrafımızdaki herkes, ama herkes sizler kadar cesur, tehdide ve/veya ödüle hayır demeyi bilebilse.
Kudüs evet... Kanayan yaramız. Kudüs... Kalbimizi titreten bir haykırış. İslâm’ın ilk kıblesi. Onurumuz ve ortak davamız. Müslümanların istikbal ve istiklâli, bizim sürekli cihadımız. Kudüs, Filistin'in başkenti! Batı mı? O öyle bir Batı ki, silah satar barış ister. İnsan öldürür, insan hakkı der. İşgal etmek ister, adına demokrasi der. Siyonizm çetesi olan işgalcileri devlet saymak, öyle ya da böyle sınırları olduğunu kabul bile etmek insanlık namına bütün kötülüklere yol vermektir. Elbette ki,mazlumun zalimden öcünü alacağı gün, şüphesiz zalimin zulmettiği günden daha çetin olacaktır. Fakat önemli olan savaşmaktır.Nasıl mı? Haksızlıklara, adaletsizliklere ve yanlışlara karşı kör, sağır, dilsiz olmayarak. Müslümanlığımızı sorgulayanları sorgulayarak. Herkesin dönüp bir de kendine bakmasını sağlayarak.Bu olay bir futbol müsabakası değil, savaş. Seyirci/ yorumcu koltuğundan kalkıp özne konumuna intikal etmedikçe kazanılamayacak bir savaş.İsrail slogan atarak girmedi Kudüs’e. Kan döktü, kan döküldü. Demek ki biraz gürültü kopmadan, devrim olmaz. Çığlık atmadan, yaygara koparmadan ve sağı-solu dağıtmadan tiranlıklar yıkılmaz, yıkılamaz.
Kudüs için hüzünlenmeyin sevgili okur, böyle bir durumda hüzün zillettir; öfkelenin.Çocuklar kadar cesaretli, maskesiz ve gerçek olun. En azından maskenizin düşeceği korkusuyla yaşamazsınız.