Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) araştırmalarına göre, Türkiye nüfusunun yüzde 66.8'i fazla kilolu, yüzde 32.1'i ise obez. Türkiye'nin obez veya kilolu yetişkin oranı açısından Avrupa’da ilk sırada olduğu belirtilirken, İEÜ Medical Point Hastanesi Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Muzaffer Önder Öner de, obezite cerrahisine ilişkin bilgilendirmede bulundu.
Obeziteyi çağın vebası olarak nitelendiren Öner, “Günümüzde obezite yaşı düştü. 12 yaşındaki çocuklar da obeziteden muzdarip olabiliyor. Gerek çevresel gerekse genetik faktörler, obezitenin temel yapı taşlarını oluşturuyor; çünkü artık televizyon ve tablet karşısında geçirilen vakitler arttı. Bugün çocuklara yemek yedirirken bile telefondan çizgi film izlettiriliyor. Hareket azaldı. Farkında olmadan hızlıca obez oluyoruz. Obezite cerrahisi yaşı da düşmüş durumda. Obezite cerrahisi, gerektiği takdirde 12 yaşından itibaren bireylere uygulanabiliyor” diye konuştu.
“Önce; diyet, spor ve yaşam tarzı değişikliği”
Kilo vermek için öncelikle yapılması gerekenin diyet, spor ve yaşam tarzı değişikliği olduğunu vurgulayan Op. Dr. Öner, “Eğer bu üç maddeyi en az 6 ay uygulayıp başarılı sonuç alınamazsa o zaman diğer tedavi seçeneklerine yönelmek gerekir ki, burada da obezite cerrahisi gündeme gelir. Hekimler, ameliyat edilen kişiye sağlıklı beslenmeyi öğretir. Obezite cerrahisi ameliyat olan birey, bir yıl boyunca düzenli olarak kontrol edilir. Nasıl beslenmesi gerektiği, yaşam tarzının nasıl olması gerektiği, hangi fiziksel egzersizleri yapacağı hastaya anlatılır. Yani, kişinin hayatına uygun bir diyet protokolü uygulanır. Çünkü birey yaşam tarzını düzenlemezse yeniden kilo alımı yaşayacaktır” bilgisini verdi.