Kayseri’de okul gezisi vaadiyle dolandırılan yüzlerce öğrenci, sadece paralarını değil, hayallerini de kaybetti. Eğitimde güven krizi büyüyor.
Çocukluk hayalleri kırılmasın diye başlarken söze, ne acıdır ki Kayseri’de yaşanan son dolandırıcılık olayı tam anlamıyla bir trajedi. Bir okul gezisi, bir macera, belki de ömür boyu anlatacakları bir anı olsun diye heyecanlanan yüzlerce çocuk, şimdi büyüklerin sorumsuzluğunun ve açgözlülüğünün mağduru. Fransa gezisi için kişi başı 60 bin TL toplanmış, toplamda 25 milyon liraya yakın para el değiştirmiş. Ama ortada ne bilet var ne de gezi.
Burada sadece maddi kayıptan bahsetmek meseleyi eksik bırakır. Çünkü en büyük kayıp güven kaybıdır. Çocuklar için güven duygusunun ne kadar önemli olduğunu bilmeyen yoktur. Onlara okul çatısı altında "bu insanlar güvendedir" diye öğretilir. Ancak işte gördük ki, güvenin altını oyacak birkaç imza, birkaç sahte vaat, çocukların dünyasında onarılması zor yaralar açabiliyor.
Asıl hesap vermesi gereken ise sadece dolandırıcı değil. Okullar, eğitimciler ve veliler bu işin neresindeydi? Bu kadar büyük bir organizasyon planlanırken, onca para elden toplanırken kimler göz yumdu, kimler denetim görevini ihmal etti? TÜRSAB yetkilileri uyarıyor: Böyle büyük paralar mutlaka banka üzerinden ve yasal yollarla toplanmalı. Ama burada görmezden gelinen, belki de "nasıl olsa bir şey olmaz" denen detaylar zincirleme bir felakete dönüştü.
İşin en acı yanı, bu sadece bir dolandırıcılık olayı değil; aynı zamanda eğitimdeki denetim eksikliğinin ve velilerin çaresizliğinin açık göstergesi. Okul yönetimleri böyle büyük gezileri organize ederken daha şeffaf, veliler daha bilinçli olmalı. Çocuklarımızın hayalleri üzerinden kimsenin vurgun yapmasına izin veremeyiz.
Şimdi herkes sorumluluğu birbirine atıyor. Ama şu unutulmasın: Sorumluluk zincirinde her halka kadar güçlüyüz. Denetim eksikse, şeffaflık yoksa, göz yumuluyorsa; bu tür utanç verici olayların önüne geçemeyiz. Sadece dolandırıcıları değil, ihmali olan herkesi sorgulamalıyız. Aksi halde çocuklarımızı hayal tacirlerine yem etmeye devam ederiz.
Bu olay, sadece Kayseri'nin değil, tüm Türkiye'nin meselesidir. Ve biz bu meseleyi konuşmaz, sorgulamaz, düzeltmezsek; yarın bir başka şehirde, bir başka okulda aynı acıyı yaşarız.