Yahu adama sormazlar mı; "Sayın Arınç bunları devletin kademelerine yerleştirirken, bir gün daha fazlasını isteyeceklerini düşünmedin mi?" diye..
Ya da, "Bunlar bu kadar kilit noktaları ele geçirirken, sizin devlet istihbarat birimleri ne yapıyordu? diye..
Son günlerde sorguladığım ikinci konu;
Sayın Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra "Ben Çankaya Köşkü"nde oturmayacağım. Başbakanlık için yaptırdığım binaya el koyuyorum" demesin mi.
Aklıma, Obama geldi.  Obama ABD Başkanı. Seçildikten sonra deseydi, "Ben Beyaz Sarayda oturmayacağım. Pentagon binasının yarısına el koyuyorum"
Neler olurdu dersiniz ABD"de.
Ben söyleyeyim, Obama istifa ettirilirdi..
Ya Fransa Cumhurbaşkanı Holand, çıkıp dese ki "Ben Elize Sarayı"nı eşim çok kasvetli bulduğu için terkediyorum, Paris"in en modern binasına veya Başbakanlık binasına taşınıyorum"
İnan bir hafta içinde toplumun tepkisi ile görevi bırakırdı.
Ama Suudi Kralı isterse krallık sarayının bahçesine yeni bir bina yaptırır ve oraya taşınır, kimse "Ne oluyor demez, diyemez"
Ya da İran Lideri böyle bir yaptırıma yönelse, kimse sorgulamayı bile aklından geçirmez.
İşte demokrasi ile tek adam yönetiminin farkı da burada ortaya çıkıyor.
Bizimki de seçilmiş Cumhurbaşkanı.
Ama hiç bir yere danışmadan "El koyuyorum" diyor.
Yani diyeceğim, Değerli Dostlar;
ABD için Beyaz Saray ne ise, Türkiye için Çankaya Köşkü odur.
Desem ki, "Sayın Erdoğan Atatürk"ün izlerini silmeye çalışıyor özürlü demokratik hayatımızdan.."
Gittiği yer, Atatürk"ün bizzat fidanlarını elleriyle diktiği Atatürk Orman Çiftliği"nin içerisine edilen yapı..
Hala Ankara"yı bilmeyenlere yol gösterilirken Atatürk  Orman Çiftliği denir.
Eğer linç edilen Atatürk Orman Çiftliğinin de adını değiştirecekseniz bilemem.
Demokratik Ülkelerde bu tür köklü değişiklikler yapılmadan önce ön araştırmalar yapılır, topluma yansımaları değerlendirilir. Hatta toplumun görüşüne başvurulur. İlgili makamlardan, ilgili uzmanlardan görüş sorulur, sonra değiştirilecekse Cumhurbaşkanlığı Köşkü yerine Başbakanlık Binasına taşınma kararı alınır.
Hanımefendi, Çankaya Köşkü"nü kasvetli buldu diye bir anda karar verilmesi doğru değildir.
Bakın Sayın Abdullah Gül, 7 yıllık görev süresi içinde Dışişleri Konutunu boşaltmayınca , Davutoğlu Dışişleri için bina kiralamak zorunda kaldı ve Hattat Ailesi servetlerine servet kattı. Zira kullanılan Hattatlara ait binanın 3 yıllık kirası ile daha görkemli bina yapmak mümkündü..
Ve CHP"nin dün başlayan bu gün sona erecek kongresi.
Bir hafta önceki yazımda dedim ki;
"İki değerli isim liderlik için yarışıyor. Birine yetki verirken diğerine de sorumluluk verin"
Çünkü Sayın Kılıçdaroğlu da, Sayın İnce de, sol siyasetin içinden çıkabilecek örnek isimler.
Başkanlık seçiminin sonucu belli olmadan yazdığım için yazıyı, kongreyi pazartesi değerlendireceğim.
Ama, seçilen kim olursa olsun, tek bir şey yapsın bundan sonra.
Mahalleye muhtar adayı gösterilecekse bile, ön seçim ile belirlensin.
Bak o zaman, iki dönemdir Kayseri"yi temsil eden Kulkuloğlu ve onun akıldaneleri bırakın meclise  gitmeyi, parti binasının önünden geçebiliyorlar mı?