Minik Elleri Korumak: Çocuklar İçin Etkili El Yıkama Yöntemleri Minik Elleri Korumak: Çocuklar İçin Etkili El Yıkama Yöntemleri

Su ve yağ gibi maddelerin ozonlanması mümkündür ve aynı doğrultuda kan da su gibi ozonlanabilmektedir. İnsan vücudunda alyuvar olarak adlandırılan ve görevleri oksijen taşımak olan kan hücrelerinin ozonla karşılaşması durumunda, bu hücrelerde ve dolayısıyla vücudumuzda birçok değişiklik meydana gelmektedir:

  • Ozonla karşılaşan alyuvar hücreleri elastikiyet kazanmakta ve ozonla karşılaşılan bölgelerde kan akışkanlığında artış meydana gelmektedir.
  • Ozonla karşılaşan alyuvarların, oksijen taşıma kapasitesinde artış meydana gelmektedir.
  • Vücutta temel görevleri, oksijen taşımak olan alyuvarların oksijeni dokulara bırakma yeteneğinde artış oluşmaktadır.
  • Ozonla karşılaşmayla birlikte hücre içi solunumu hızlanmakta ve böylece hücre fonksiyonları için gerekli olan enerji üretiminde artış meydana gelmektedir.
  • Ozon, antioksidan niteliği güçlü bir maddedir. Bu bakımdan ozon, cildin detoks yapıcı özelliğini arttırarak vücudumuzdaki kimyasal maddelerin temizlenmesine yardımcı olmaktadır.

Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Köse Özlece, bağışıklık sistemini güçlendiren ozon terapinin tedavi alanlarının giderek artığını belirterek, “Mutlaka, eğitimini almış uzman hekimler tarafından ve doğru dozlarda uygulanmalı. Yoksa faydalı olduğu kadar zararlı da olabilir” dedi.

Ozon terapinin Türkiye’de Sağlık Bakanlığınca onaylı tamamlayıcı yöntemlerden biri olduğunu hatırlatan Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Köse Özlece bu tedavi yönteminin dünyada da etkin şekilde kullanıldığını söyledi.

Ozon terapinin bağışıklığı güçlendirici etkisinin olduğunu ve birçok alanda kullanıldığına değinen Doç. Dr. Özlece, “Ozon terapi, ozon gazının vücuda çeşitli yöntemlerle gönderilmesi ve biyolojik etkilerinden faydalanılmasına dayalı bir yöntemdir aslında. Bağışıklık güçlendirici etkisi var. En güzel etkilerinden bir tanesi de vücuttaki dolaşımı düzenlemesi. Özellikle mikro sirkülasyon dediğimiz küçük damarlarla ilgili dolaşımı düzenlemede etkili olabiliyor. Burada nörolojik hastalıklar, unutkanlıkla giden bazı hastalıklar, nöropati dediğimiz sinir ucu iltihapları, diyabet ve diyabetin neden olduğu dolaşım bozuklukları gibi birçok alanda kullanılabiliyor” dedi. Ayrıca tedavi alanının genişlediğini ve bağışıklığı güçlendirici etkisinden faydalanmak için Covid-19 pandemisi sırasında sıklıkla kullanıldığını da dile getirdi.

Doç. Dr. Özlece, her seansı 30 ila 45 dakika kadar süren ozon tedavisinin 12-14 seanslık bir kür olarak uygulanmasının ardından, hastaların aylık kontrollerle takip edildiğini belirtti. Doç. Dr. Özlece, tedavi sırasında ozon gazının kesinlikle solunmaması gerektiğini de vurguladı.

“Her yaş grubunda kullanılabiliyor”

Doç. Dr. Özlece, ozon terapinin bazı durumlar dışında herkeste kullanılabileceğini belirterek, “Ozon terapi hemen her yaş grubunda ve herkeste kullanılabilen bir tedavi. Çocuklarda da kullanılıyor ama tabi ki dozajı farklı olarak. Biz sadece gebe ve emziren anne grubunda kullanmayı tercih etmiyoruz. Özel bir enzim eksikliği var ve o enzimin eksik olduğu kişilerde kullanamıyoruz ve tiroidi hızlı çalışan kişilerde de çok önermiyoruz. Çünkü ozon terapisi tiroidin hızlı çalışmasına sebep oluyor ve metabolizmayı hızlandırıyor. Bu özelliğinden de faydalanarak kilo kaybı süreçlerinde, metabolizmayı hızlandırma süreçlerinde de kullanılabiliyor” diye konuştu. Her yaş grubunda güvenli kullanılabiliyor ancak doz ayarlanması çok önemli. Ozon da diğer birçok şey gibi hekim kontrolünde ve kişiye özel olarak düzenlenmesi gereken bir tedavi” diye konuştu.

“Uzman hekim kontrolünde kullanılmalı”

Ozon terapinin mutlaka hekim kontrolünde alınması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Özlece, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ozon terapi özellikle son dönemde yaygın olarak kullanılmaya başlandığı için bilinçsiz kullanımlar da karşımıza çıkabiliyor. Bütün tedavi yöntemleri gibi çok dikkatli kullanılması gereken bir yöntem aslında. Bu tedavide eğitim almış hekimler tarafından ve ayarlanmış dozlarda tamamen kişiye özel, bireysel dozlarda kullanılması çok önemli. Tıpkı diğer yöntemlerde olduğu gibi bazı dozlar kişi için iyileştirici etki yaparken bazı dozlar tehlikeli olabiliyor. Dolayısıyla çok dikkatli bir şekilde hekim kontrolünde ve düzenli olarak kullanılması gerekiyor.”