Hani bu veliaht atayanlar var ya, sanki 3x5 yıl gecelerini gündüzlerine kattılar, Kayseri'ye bir çivi daha fazla çakılması için gayret sarf ettiler ya, hani bunların yeniden aday olamayışı yüzünden Kayseri Halkı olarak yas tutuyoruz ya.. Onlar da üstlenecekleri ballı görevler yetmemiş gibi, mecliste onların ruhunu canlı tutacak isimler sürdüler cepheye.
Türk siyasetinde gelenektir.
Rahmetli Alpaslan Türkeş'in vefatı ile tanıştık ikinci nesil Türkeş'lerle.
Biri MHP'de, diğeri AKP'de.
Merhum Turgut Özal bize Ahmet Özal'ı miras bıraktı.
Necmettin Erbakan'ın mahdumu, partiyi elde edemeyince Erbakan Vakfı çatısı altında selam yolluyor bir yerlere.
Ama Sayın Cumhurbaşkanı'nın mahdumlarının iş hayatındaki başarılarını! görünce de, "Keşke onlar da ticaret yerine siyasete girselerdi" demekten kendimizi alamıyoruz.
Onların siyasi varlıklarını da Sümeyye Hanım yürütecek gibi görünüyor.
Bu veliahtlık anlayışı o kadar gelişti ki, artık milletvekillerimiz de boşalacak yerlere kardeşleri, yeğenleri, kuzenleri oturtmaya çalışıyorlar.
Ne acıdır ki, yarın AKP Genel Merkezi bu veliahtları karşımıza 9 kişilik listenin içinde çıkarsa, AKP seçmenin yapacak bir şeyi yok. Sineye çekip oy vermek zorunda. Çünkü aday belirleme döneminde söz sahibi değil.
Ya da MHP veya CHP, yarın aday listesi yaparken tabanın nabzını değil, kendi önyargılarını bize dayatma lüksü taşıyorlar.
Burada CHP'ye haksızlık olmaması için bazı illerde önseçim yapacağını, söz hakkını üyeye vereceğini belirtmekte yarar görüyorum.
MHP'de gazeteciler Yusuf Halaçoğlu'na adaylığı ile ilgili soru soruyorlar, Sayın Halaçoğlu cevap veriyor, "Tabii ki Kayseri'den adayım"
Dikkat edin, aday adayıyım demiyor.
O nedenle diyorum ki, Türkiye'de siyasi partiler yasası ve seçim yasaları değişmediği sürece "Demokrasi oyunu" oynamaya devam edeceğiz.
Durum böyle olunca da kimin aday olacağına bakılmaksızın, bize dayatılan isimlere vekalet vermeyi sürdüreceğiz.
Vekalet deyip geçmeyin, Noter kanalıyla birine vekalet verirsiniz, sıkıntılı bir durum gördüğünüzde vekaleti yine noter kanalıyla iptal edersiniz.
Ama sandıkta verdiğiniz vekaletin süresi 5 yıldır.
İstediğiniz notere, istediğiniz mahkemeye gidip bu vekaleti iptal ettirmeye çalışın, hiç ama hiç şansınız yoktur.
Onun için diyorum, 'yasalar aynı kaldığı sürece demokrasi oyunu oynamaya devam edeceğiz' diye.
Zira genel başkanın ve parti genel merkezinin listeye yerleştirdiği isim sizin vekaletinizi alıp gider Ankara'ya ama;
Her oylamada genel başkanının ya da genel başkanın vekilinin gözünün içine bakar, sizin aleyhinizde de olsa getirilen dayatmalara el kaldırmak ve görüş belirtmemek zorundadır.
Parti grupu adına da ara sıra kürsüye çıkarırlar bu milletvekillerini.
Ama önlerine konulan metni aynen okumak durumundadırlar.
Ya da yapacakları konuşmayı önceden hazırlayıp partinin 'hakimlerine' onaylatmak zorundadırlar
Siz de beklersiniz ki, vekalet verdiğim adam benim sıkıntılarımı kürsüden haykıracak, çözüm yolları talep edecek veya önerecektir.
Bu veliaht düzeni değişmedikçe daha çooook beklersiniz.