TSK içerisinde yuvalanmış Fetullahçı üst düzey askerler, seçimle gelmiş meşru hükümete karşı darbe gerçekleştiriyordu. Planlama hatası yapan FETÖ’cü askerler, gece saat 03:00 yapmayı planladıkları darbe girişimini öne aldılar. Ve aslında darbe, FETÖ'cülerin ‘MİT Müsteşarı Fidan'ı almak için kuruma saldırı düzenleyeceği" ihbarının yapıldığı saat 16.16'da başladı. Genelkurmay Stratejik Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, saat 21.00'de makam odasına girdiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a, "Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar tugaylar yola çıktı" sözlerini sarf ederek darbeyi başlattılar. Saatler 22:00 gösterdiğinde FETÖ’cü subaylar Ankara semalarında uçakları uçurmaya başladı.

Kayseri’den lojistik sağlamak üzere CASA uçakları da havalandı. Darbe girişimin seyrini daha önce bir çok kere yazdık. Türk Milletinin duyarlı davranışı, vatan sevgisi, darbelerden çok çekmiş olması, en kötü demokrasinin en iyi darbeden daha iyi olduğu bilinci ile darbe girişimi püskürtüldü. Türk insanı sokaklara çıktı, tankların önüne yattı, helikopterlerle kafa tuttu. Bu hain girişimde toplam 251 şehit verdik. 2 bin 196 vatandaş ise yaralandı. Geri püskürtülen darbe girişimi sonrasında 17/25 Aralık sonrasında başlatılan FETÖ’ye karşı operasyonlar son hız devam etti.

Askerler, polisler, iş adamları…. Seri halde göz altılar başladı. Kayseri’de de dönemin Anayasal Suçlar savcısı Salih Kılıçdağı, Emniyet müdürü İbrahim Kulular, KOM ve TEM müdürleri olağan üstü çaba sergilediler. Darbe gecesinde mitili Emniyet’e atan KOM ve TEM ekipleri gece gündüz FETÖ’cülere operasyon yaptı.

Yargılamalar başladı ve birçok FETÖ mensubu tutuklandı. Bugüne geldiğimizde neredeyse davaları sonuçlanmayan FETÖ’cü kalmadı. Bu süreç çok tartışmalı geçti. FETÖ’nün birçok kanadına operasyon yapılırken siyasi kanadına hiç dokunulmadı. FETÖ’yü ziyarete giden, FETÖ için adeta şövalyelik yapan siyasiler, bu işten en kolay yırtan taraf oldu.

FETÖ’nün üst düzey yöneticileri, darbe öncesinde zaten yurt dışına kaçmıştı. Kalan sponsor iş adamlarının çoğu ise verdiği uydurma etkin pişmanlık ifadeleri ile paçayı kurtardı. Örgütün en altı olan memur sınıfı ise ceza evlerine girdi.

Çok ilginç olaylar yaşanmaya devam ediyor. Gerçek etkin pişmanlıkta bulunanlara ağır cezalar veriliyor, adaleti aldatmaya yönelik ifade verenler ceza evine girmekten kurtuluyor. Bu işin sonu hayra gitmiyor.

Son günlerde yine en çok konuşulan konu ise, darbe girişiminin 3. yılında FETÖ ile mücadele edenlerle mücadele dönemi başladı. Evet bana göre de öyle…

Siyasiler, hâkim savcılar… Birilerini kurtarırsa, gerçek FETÖ cüler, dışarıda gezerse, bu ülkenin başına Allah korusun daha çok 15 Temmuzlar gelir.

Bir olup birlik olmalıyız. Devlet yönetimi liyakat üzerine kurulmalıdır. Cemaatlere, tarikatlara bırakılmamalıdır. 15 Temmuz sonrasında el koyulan FETÖ’ye ait şirketler, okullar, yurtlar, başka cemaatlere dağıtıldı. Bu bizim akıllanmadığımızı net bir şekilde ortaya koymakta. Allah ülkemize devletimize zeval vermesin, başka ihanetler yaşatmasın. Ama ciddi kaygılarımın olduğunu belirtmek isterim. Dünyanın en tehlikeli örgütlerinden birine karşı çok çabuk gevşedik ve her şeyi unuttuğumuz gibi FETÖ ihanetini de çabuk unuttuk.

Bakın, darbenin 3. yıl dönümünde, FETÖ’nün yeniden yapılandığını tespit eden Kayseri Emniyet Müdürlüğü KOM şube ekipleri ciddi bir operasyon yaptı. Operasyon sonrası çok önemli ve ciddi detaylar ortaya çıkıyor. Himmet ve para toplamalar devam ediyor. FETÖ oturmaları devam ediyor, istihbarat yapmaya devam ediyorlar. Yeniden örgütleniyorlar. Bu operasyon içinde polis teşkilatımızı tebrik ediyorum.

İnşallah yanlış düşünüyorumdur. Şuan ülkemiz 15 Temmuz 2016 tarihindekinden daha çok tehlike altında. Herkesi bilinçli olmaya uyanık olmaya davet ediyorum.