Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi ve sonrasında gözaltına alınmasıyla başlayan süreç, ne yazık ki toplumumuzda yeniden huzursuzluk yarattı. Bu tür gelişmeler, insanların gerginliğe olan toleransını zorlamakta ve toplumsal barışı tehdit etmektedir.

Halkımız, her geçen gün artan problemler, hırsızlıklar, soygunlar ve baskılardan yoruldu. Tıpkı ilkbaharda doğanın uyanışıyla içimize doğan huzur gibi, ülkemizdeki her bir birey huzurlu ve mutlu bir şekilde yeni bir güne uyanmak istiyor. Devletimizin, milletimizin, sanayicimizin ve eğitimcilerimizin tüm enerjisini üretim, kalkınma ve refaha harcaması gereken bir dönemdeyiz. Ancak gelin görün ki, enerjimizi maalesef sokaklarda harcıyoruz.

Her yeni gün, yeni ekonomik sıkıntılarla başlıyoruz. Yarınlarımıza dair umutlar kurmakta zorlanıyoruz. Biz, hangi partiden, hangi inançtan olursa olsun, kamu kurumlarında herhangi bir şekilde soygun veya hırsızlık yapılmasına asla müsaade edilmesini istemiyoruz. Bizler, temiz bir toplum arzuluyoruz.

Adaletin, her zaman doğruyu ve hakkı savunmasını, tarafsız ve cesur olmasını talep ediyoruz. Hakim, savcı, başsavcı fark etmeksizin, adaletin gözü hiçbir zaman kör olmamalıdır. Adliye saraylarının kapısından girerken, her birimiz devletin şefkatinin, korumasının altında anayasal güvencede olduğumuzu bilmeliyiz. Suçluysak cezamızı almalı, suçsuzsak başımız dik, huzur içinde mahkeme kapısından çıkmalıyız. Adalete olan güvenimizi tazelemek istiyoruz.

Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, kanunlara uygun delillendirme yapılmadan, sağlam dosyalar hazırlanmadan ve gizli tanıkların iftira dolu ifadeleriyle insanların itibarını zedeleyecek operasyonlar yapılmasını istemiyoruz. İnsanların hayatlarının çalınıp cezaevlerine atılmasını, ardından bir süre sonra "sen suçsuzmuşsun, meğerse kahramanmışsın" denmesini kabul etmiyoruz.

Ülkemiz, yabancı istihbarat örgütlerinin ve dış müdahalelerin oyunlarına daha fazla mahal vermemelidir. Bizler, özgürlüklerimizi sonuna kadar kullanmak istiyoruz. Ancak bunu, anayasa ve hukuk çerçevesinde yapmalıyız.

Devletimizi yönetenlere sesleniyorum: Tek amacımız, rahmetli Erbakan hocanın ifade ettiği gibi, adil bir düzeni inşa etmektir. Adaletin, ekonominin, sağlığın ve eğitimin her alanda adil olmasını istiyoruz.

Kimse, muhalefet etmesin demiyoruz. Elbette farklı fikirler olacaktır. Fakat bu fikirler, demokrasi ve hukuk çerçevesinde ifade edilmelidir. Eylem yapılmasın demiyoruz, ancak bunlar da kanunun çizdiği sınırlar içinde olmalı; sokaklarda polise saldırılmamalı, kamu malına zarar verilmemelidir. Suçlu kim olursa olsun, ister belediye başkanı, ister milletvekili, ister bakan, ister cumhurbaşkanı, adaletin önünde eşittir ve en ağır şekilde cezasını çekmelidir.

Bu güzel ülkemizi seviyoruz. Bayrağımızın her zaman dalgalanmasını istiyoruz. Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle ve Türküyle bizler, Türk milletini seviyoruz. Hep birlikte, millet olabilme başarısını gösteren tüm insanlarımızı seviyoruz.

Yeter artık! İktidarı, muhalefeti tüm kesimleri itidalli olmaya, daha sakin ve sağduyulu davranmaya davet ediyoruz. Huzura ihtiyacımız var. Ülkemize bahar gelsin, huzur dolu bir dönem başlasın.