Geçtiğimiz hafta içerisinde, Kayseri büyükşehir Belediyesi’nin bir programı için, Bosna Hersek bölgesine gittim.

Program öncesi otobüsle yolculuk esnasında, ilk önce Sırbistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmiş ve Türkiye’nin de aralarında olduğu birçok devlet tarafından tanınmış olan, Osmanlı tarihinde de birçok dönemde kilit roller üstlenmiş Kosova’nın başkenti Priştina’ya gittik.

Priştinina’da 19.yy dan kalma Saat Kulesi, Kosova müzesi, 15. yy dan kalma Fatih Sultan Mehmed Külliyesi, Yaşar paşa camii, Çarşı camii gibi tarihi eserleri görme fırsatımız oldu.

Daha sonra bir buçuk saatlik bir yolculuğun ardından Osmanlı’nın birçok eserinin bulunduğu Kosova’nın ikinci büyük şehri Prizren’e ulaştık. Halveti tekkesi, Gazi Mehmet Paşa hamamı,

Fatih Sultan Mehmed’in ordusu ile namaz kıldığı Namazgah, Bayraklı camii, Maraş semti ve Maraş köprüsü, 400 yıllık büyük çınar, Emin paşa camii, TC Prizren Başkonsolosluk binası, Bistrica ( Akdere ) üzerinde bulunan Taş Köprü, Şadırvan meydanı, Sinan Paşa camii, Aziz Gorgi ve Katolik Kiliseleri, Camisi Yugoslavya zamanında yıkılmış ancak minaresi ayakta kalmayı başarabilmiş Arasta camii Minaresi, Savaşın yıkıcı etkilerini hala görebildiğimiz Sırp mahallesi , Roma döneminden kalma şehir kalesini gezdik.

Bir sonraki gün durağımız ise Arnavutluk ve Karadağ arasında sınırı oluşturan İşkodra gölü yanına kurulmuş İşkodra şehri idi. 435 yıl Osmanlı hâkimiyeti altında kalmış ve stratejik olarak balkanların en önemli şehirlerinden biri olan bu şehirde, şehir kalesi ve surlarını gördük. Hemen sonrasında Eski Yugoslavya’nın 6 cumhuriyetinden biri olan ve 2006 yılında Sırbistan’dan referandumla ayrılan Karadağ’a geçtik. Başkent Podgorica’da, Saat Kulesi Osmanagiç camii buranın önemli eserlerinden ayrıca gezi esnasında, Cumhurbaşkanlığı , Azerbaycan tarafından yaptırılan şehir parkı, Milenyum köprüsü , Kral Nikola Heykelini de görme fırsatı bulduk.

Karadağ’ın ilk başkenti olan Cetinje kasabasında mola verdik. Cetinje Osmanlı devletinin 1918 yılına kadar kullandığı konsolosluk binasını gördük. Sonra muhteşem manzarası ile Budva’ya ulaştık. Budva Kalesi, Napolyon tarafından yaptırılmış hisar, Kale içi ortaçağdan beri orijinal haliyle korunmuş dükkanlar, Katolik Kilisesi , Ortodoks Kilisesi, Marina Budva’daki gördüğümüz yerler arasında.

Balkan turumuzda devam ederken, UNESCO tarafından koruma altına alınmış ortaçağ şehri, Kotor’a ulaştık. Silah Meydanı, Saat Kulesi, Utanç Sütunu , Aziz Trifun Katedrali, Zanaatçılar Sokağı , Tulumba Çeşmeleri , Nehir Kapısı , Aziz Luka meydanı müthiş tarihi yerler olarak hafızamızda kaldı.

İşte sonunda esas hedefimiz olan, Bosna Hersek’e giriş yaptık. Trebinje – Ljubinje – Stolac kasabalarının içlerinden geçerek Mostar’a ulaştık. Mostar’da, Şehit camisi ve avlusundaki mezarlık. Bu mezarlığın bir özelliği de savaş esnasında Müslüman Boşnaklar ile birlikte omuz omuza çarpışan Hırvat ve Sırp Mostar’lıların da metfun bulunmasıdır. Bölgeye özel nehirden toplanan taşlarla işlenmiş kaldırımlı Mostar çarşısı , Koski Mehmet Paşa camii. Türkiye Cumhuriyeti Mostar Başkonsolosluğu, 1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafından yapılan ve 1993 te yıkılan ancak 2004 yılında tekrar restore edilen tek kemerli Mostar Köprüsü , Tara kulesi, Kriva Cuprija – Eğri köprü, Tabakhane camii ve hamamı ile adeta Mostar sokakları adeta tarih kokmakta.

Buna nehri kaynağına henüz ulaşılamamış ve saniyede 43.000 litreye kadar su çıkan Buna nehri kaynağına 5 asır önce kurulmuş Sarı Saltuk tekkesi olarak ta bilinen Alperenler Tekkesi’ni ziyaret ediyoruz.

Sıradaki durağımız ise Yugoslavya’nın kurucusu Josip Broz Tito’nun mareşal ünvanını aldığı savaşın yapıldığı şehir olan Jablanica’ya geldik. Bu şehirde 1943 yılında Tito’nun Alman Nazilere karşı verdiği mücadele sonucu yıktığı köprü ve olayın cereyan ettiği bölgeyi gördük. Ardından Konjic şehrine geçtik. Neretva nehri kenarına kurulmış 50 bin nüfuslu bu küçük şehirde 2. Dünya savaşında ve 92 – 95 savaşında hasar görmüş ve tadilatı TC Karayolları ve Tika tarafından yapılmış Osmanlı köprüsü, Kırık minareli camii, aslına uygun restore edilmiş mini çarşı görülmesi gerekn yerler arasında.

Gezimizde son durağımız ise Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’ oldu.

Saray bosna’da Başçarşı’ya doğru ilerlerken, yolumuzun üzerinde halen savaş zamanı yapılan bombardımanın izleri bulunan binaları, Avrupa’nın ilk elektrik motorlu tramvay hattı olan ve Saraybosna’yı halen aktif olarak baştan başa dolaşan tramvay hattını, Tito dönemi Yugoslavya Halk Ordusu’na ait ancak günümüzde Saraybosna üniversite kampüsü olarak kullanılan binaları, ABD’nin dünyanın en büyük ikinci büyükeçiliği binasını, Saraybosna şehir müzesini, Parlemento binasını, Arap yatırımcılar tarafından yapılan ve bölgenin en büyük AVM sini görerek Başçarşı’ya geldik, İlk durağımız 1992-1995 yıllarında yaşanan hazin savaşın şehitleri ve Aliya Izetbegoviç’in anıt mezarının bulunduğu şehitlik. Savaş şehitlerine Fatiha okuyup rehberimiz tarafından Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı Alija Izetbegoviç ve hayatı hakkında bilgi aldık. Ardından Osmanlı döneminden kalmayı başarabilmiş arnavut kaldırımlı Boşnak – Türk mahallesinden geçerek, 18.yy Boşnak mimarisi ile yapılmış Sebil Osmanlı döneminden kalmayı başarak tek aktif sanat sokağı ‘’ Bakırcılar Sokak , Çarşı camii , Moriça Han ve içerisinde bulunan Genç Müslümanlar teşkilatı lokali ‘’ Mladi Muslimani , Kanuni Sultan Süleyman’ın halaoğlu Gazi Hüsrev bey camii ve türbesi , Saat Kule , Kurşunlu Medrese , Gazi Hüsrev bey müzesi ve kütüphanesi , Avrupa’nın ilk umumi tuvaleti 1. Dünya savaşının çıktığı yer olarak bilinen Latin köprüsü ,Fatih Sultan Mehmet adına yaptırılan Hünkar Camii , At meydanı - Okmeydanı , Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Bakır Baba Camii , Ortodoks Kilisesi , Alija Izetbegoviç parkı ve parkta sürekli satranç oynayan Saraybosna’lı emekliler , Ferhadiye Camii , Ferhadiye Caddesi ( Saraybosna’nın İstiklal Caddesi ) , Musevi Sinagogu , Katolik Kilisesi – Katedral – İsa’nın Kalbi Kilisesi , Saraybosna gülleri ( Savaş zamanı bir bomba ile birden fazla kişinin hayatını kaybettiği noktalar ) , Fırın yeri katliamının yapıldığı nokta , 6 Nisan 1945 te Yugoslav ordusu tarafından Almanlan işgalindeki Saraybosna’nın kurtarılışı anısına yakılan sönmeyen ateş , 5 Şubat 1994 te Pazar yeri katliamı olarak anılan ve 68 kişinin hayatını kaybettiği Markale Semt pazarı , Avusturya – Macaristan döneminde Hükumet Konağı ( Belediye binası ) olarak yaptırılan ve savaş dönemi yakılarak bir çok el yazması eserin kül olmasına neden olan Vjecnica ( Viyeçnitsa ) kütüphanesi

Gezip gördüğümüz tarihi eserler arasında yer aldı. Devamı yarın.