Bu konuşma üslubu muhalefet üslubu değil muarız üslubu.

MHP’ye üzülmekteyim.

 

 

Üzülme nedenim şu: Muazzam dinamik ve genç ülkücü beyinlere mensup olmasına rağmen bu genç 

beyinlerle kendisini yenileyemedi.

 

10 adet koyunu gütmeye versen heder etmeden güdebilecek kaç insan var şuan parti yönetiminde..!

Oysa o kadar kaliteli şahsiyetli aydın genç dinamik ülkücü var ki.

Her ne ise, gurup konuşmalarının ve Ergenekon davasının savcı iddiasının açıklanmasından sonra 

ertesi günü, AKP parti merkezine ve adalet bakanlığı binasına yapılan silahlı saldırılar anlamlıdır.

Millet ve Türklük üzerine tartışmalar…

 

Mümtazer Türköne-Alev Alatlı-Serdar Turgut katıldıkları programı izledim.

 

Ne kadar saçma ne kadar sığ bir programdı

 

İnsanoğlunun sosyolojik gelişimi, aileden soy-sop-sülale-aşiret-boy-kavim- olarak kan bağı üzerinden

oluşup-gelişirken, cemaat-cemiyet –millet olarak kültürel değerler üzerinden, mahalle-şehir ve yurt-

ülke-vatan olarak maddi unsurlar üzerindendir.

 

Kan bağıyla olanı kültürel değerler ile olanla yer değiştirirse arza ortaya çıkmakta.

Gayri Müslimler, Kürt-Çerkez-Farisi-Arnavut –Boşnak vs dendiğinde Müslüman anlamıyor.

Ama ‘Türk’ dendiğinde otomatikman Müslüman algılıyor.

Bu algının nedeni Müslüman Türklerin İslam’ın ‘ emri bil mağruf ve nehyi anil münker’ ilkesini ‘Nizam-

ı Alem’-dünyaya adaleti hakim kılma gibi bir mefkureye dönüştürüp gayri müslimle cihad etmesinden

kaynaklanmaktadır.

İşte bu algı dolayısıyla ‘Türk’ hem bir kavmin adı ve hem de bir ‘Millet’ adıdır.

Cehalet diz boyu, bir kavme millet demekle millet olmuyor.

 

Millet bir mefkûrenin etrafında oluşan bir şeydir.

Kürtlerin-Çerkezlerin-Arnavut’un vs. bir ‘Nizam-ı Âlem’ gibi mefkûreleri kavim olarak olmamıştır.

Bu mefkûrenin içinde Kürtler-Çerkezler-Lazlar-Arnavutlar vs yer almışlardır.

Batılı Marksist ve faşist ideolojilerin yansımasıyla paradigmaları değişmiş olan Türkiye’deki solcu ve 

sağcıların yaptıkları tanımlamaların hakikatle bir alakası yoktur. 

 

Sorun Türkiye Cumhuriyeti kurulurken yapılan batılı ideolojik toplum mühendisliğinden

kaynaklanmaktadır.

Bu toplum mühendisliği sonucunda ulus ve ‘Türk Milliyetçiliği’ suni olarak-yapay olarak inşa

edilmiştir.

Bu inşaatın amacı, ‘Nizam-ı Âlem’ mefkûresinin ortadan kaldırılması küresel kapitalizme uygun bir

ulus-devlet oluşturma gayretidir.

Bu gün birçok sorun gibi terör sorunu da bu inşaatın bir doğal sonucudur.

İslam ve Nizam-ı Alem mefkuresi küresel kapitalizme entegrasyonun önündeki tek ve önemli engeldir.

 

Dolayısıyla ‘Çanakkale ruhu’ denilen milli duygu İslam ve nizam-ı alem mefkuresinin temellendirdiği

anlamlandırdığı bir ruhtur. Bu ruhun sahipleri olan Çanakkale şehitleri Türkü-Çerkesi-Kürdü-Arabı vs.

ile Bu ‘Millet’in birer ferdidir.

İdeolojik olarak inşa edilen Sağcı Türk Milliyetçiliğinin bu ruh ve Millet ile bir ilgisi olmadığı gibi aynı

mühendislik ürünü olan ideolojik ‘Türk ulusu’ nun da bu ruh ve ‘Millet’ ile bir ilgisi söz konusu değildir.

Tek Millet,

Tek Bayrak,

 

 

 

Tek Vatan vurgusu bu bağlamda önemlidir.

 

Millet,’ Türk ‘Milleti’nden Kasıt İslam Milleti’dir.

Bayrak: Hilal İslam’ın, Yıldız peygamber efendimizi sembolize eder.

Vatan: Dar’ul İslam’dır.

 

Bu ruhtan rahatsız olan ne Türk’ün, ne Kürt’ün, ne Çerkez’in, ne de Arab’ın vs. Bu Vatanla bir ilgisi

yoktur. Bu Millet ile bir bağı yoktur.

Bu Milletle bağını koparanların da Türk-Kürt-Çerkez-Arap vesaire olarak gelecekte var olmaları

mümkün değildir.

Vesselam.